hem yara hem bıçak.

hiç bir düşmana gerek olmadan var olan saf bir düşman.

bazense şifalı bir ilaç.

bir saat önce ile bir saat sonrasının beyhude mesafesi.

çoğu zaman boğazlanan bir çocuğun kanı gibi ağır ağır geçen, kimi zamansa kıçına neft yağı sürülmüş gibi hızlı hızlı geçen bir şey.

bir rüya gibi hiç bir şey anlamadan geçer gider. bir varmış bir yokmuş....

ama herşey geçer zamanla elde sadece anılar kalır.

ama işte:

anılar, türlü çeşitli
yarınlarda yine öyle
ola ki günün birinde
gemiler döner geriye
kimin için yolculuklar
ve kalan kim geride

bunlarda kafamıza bir kilise gongu gibi vurur. gong dang dung vururken kafa da şu makamdan bir şeyler terennüm eyler;

yaşamakla kaybettiğimiz hayat,malumat içinde kaybettiğimiz bilgi,bilgide kaybettiğimiz bilgelik nerede?

ne yapalım elde kalan bu:

viskilerin yerine geceleri içiyorum sanki
ikisi de aynı şey benim için

ve ayrıca kartaca devleti yıkılmalıdır.
tümünü göster