başlığını istek üzerine açıyorum. keşke tanımını yapmak da o kadar kolay olsaydı tabi. "yazman yeterli, sen hep kendine yazmıyor musun zaten?" dendi. çok doğru. doğru kelimelerle bana istediğiniz şeyi yaptırabilirsiniz.

biliyorsunuz her şey hormon. doğru kimyasalla gerçekliğinizi diledikleri gibi eğip bükebilirler. o aralar iyi taraflarına denk gelmişsiniz ve canları size bir güzellik yapmak istemiş. size tabi sadece, paylaşabileceğiniz bir şey değil bu. ama tabi yükseliyorsunuz ve o kadar yüksekten bakınca her şey mümkünmüş gibi görünüyor. her şey çok güzel hiçbir şey de umrunuzda değil. etrafınızdaki dünyalılardan azcık da olsa uzaylıya benzeyen birini seçip başlıyorsunuz anlatmaya. mikrodan makroya, sonra makrodan tekrar mikroya, sanki kainatın sırrı he, ama nasıl bi tutarlılık ve nasıl bir imanla böyle. o da tabi görmek istiyor, düşüyor peşinize zavallı gerçek dünyalı kurtarıcı bekleyen sıkılmış eskitilmiş insan yavrusu, gözleri kocaman, uyuşturulmuş beyniyle nereye iman etmiyor, ne mümkün. çıkıyorsunuz galakside bir seyahate, sanki ayaklarınız halıya bir daha basmayacakmış gibi bir haller edalar, hormonun yettiği yere kadar işte ve sonra bilmemneresibilmemkim havalimanına hoşgeldiniz.

kimileri bu yolculuklara hayatı yaşamak diyor. çıkamamak da hayatı kaçırmak oluyor haliyle. mesela evde oturmak ve film izlemek ve okumak ve uzaylı arkadaşlarla sohbet etmek ve feminist kızlara yürümek ve çoğunlukla yüz bulamamak ve yazmak ve yaratmak ve kimsenin umrunda olmayan kelimeler yığını oluşturmak çünkü doğru da olsalar neticede yalnızca kelimeler ve kelimeler sizden başka kimseyi etkilemezler, bunun yerine midenize bir şeyler girmiş olmalı ve sıklıkla seks yapmalısınız ve bir sürü yer görmelisiniz ve gördüğünüz de yetmez göstermelisiniz, hele de keyifli zaman geçirmek dedikleri bir sikkoluk var ki herkesten duyulduğu halde ne anlama geldiği bilinemeyen bir şey bu hala ama işte o zamanlardan geçirmelisiniz, mekanlar çok önemlidir, mesela mudanya kötü bi fikirdir ve ege'den aşağısı kurtarmayacaktır çünkü insanlar plan yapmak isterler, plan yapmazlarsa yaşayamazlar, başlarına gelebilecek olan her şeyden çok korkarlar, başlarına bir şey gelmeden keyifli zaman geçirmek ve konforlu ve yüksek puanlı otellerde kalmak ve artık birer profesyonel sayıldıkları ilişkilerle koy koy gezmek isteyeceklerdir, hayatı kaçırmamak tam olarak böyle bir şeydir, ilhamını alıp kimsenin bir bok anlamayacağı bir metne dönüştürmek ya da en kötü ihtimalle alıp götüne sokmak değildir asla.

mutluluğun bir insanla ziyan olması ise, çok tatlı bir sevgilinizin olması kadar, sanıyorum unutmaktır da, dünyalıların dünyalı olduklarını. korkma biz dostuz diye gelirler halbuki tek istedikleri sizi yakalayıp derdinizi sikmektir. asıl ben sizin derdinizi sikeyim, ikiyüzlü entelektüel orospular.