hiç anlatmaktan korktuğun bir hikayen oldu mu? ya da kimseler bilmesin diye sakındığın kelimelerin? belki de büyüsünü kaybeder korkusuyla anlatamadığın hislerin..
ya da en güçlü, kendini en hazır hissettiğin an karşında bir duvar soğukluğuyla duran belirsizliğin!

benim masallarım hep bunlar işte..
masalım olması için bir şey yapmasına bile gerek yoktu üstelik, masalım olduğundan haberi yoktu.. durdu.. sadece durdu..

hatırlıyor musun bana doğru gelişini, ilk gördüğün anı, kalabalığın arasında beni seçtiğinde elini kaldırıp hafifçe güldüğünü? işte o an durdu varlığım.
o sanıyor ki yaşadık. hayır! ben orada kaldım, o gitti..
yavaşça yürüdük dolmuşa doğru, konuşacaklarımı kestiremiyor kelimeleri seçemiyordum..
o ise durdu.. sadece durdu.. yanımda durdu.
dedim ''iyi ki zihnimi okuyamıyor''
yahu bir insana durmak nasıl bu kadar yakışır? ''işte'' dedim ''bunun için yaratılmış bu adam''
yanımda durmak için.. sadece durmak..

şimdi zaman yeniden akmaya başladığında ben kendimi beni kalabalığın içinden seçip, elini hafifçe kaldırıp gülümsediği yerde buluyorum..
ben duruyorum, o ise yok!
aradan ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum. belki bir mevsim kadar, belki akreple yelkovanının tekrar üst üste gelişi kadar, belki kar yağdı yeniden, belki vapur kalkıyor henüz, belki nefes alıp verdim sadece, belki kum saatinden geçen kumun yere değdiği zaman kadar, belki okyanus ötesinden rüzgar bana ulaşana dek, belki açar diye umut ettiğim orkidemin toprağa eş olmasına eş bir zaman, belki adım attığımda yerden kalkan toz yeniden yere kavuşana kadar, belki sen ''hiç'' diye tanımlıyorsun yanımda durduğun zamanı, belki ben ''çok'' diyorum, sen ''yok'' diyorsun, ben yok oluyorum..

ben kaldım, o gitti..
ben durdum. o gitti.
oysa sadece bunun için var olmuştu.
yanımda durmak için. sadece durmak.
tümünü göster