benim lanethle ilişkim pozantı'da bir kamyoncu durağında çorba tasını devirip, bıyıkları silip arka tarafta sızmak gibi. yargılamadığınıza eminim. emin değilim yine de ben o kadar da beride bir adam değilim. birazcık hünerim vardır elimde.

elim işe yatkın, handyman kadrosuna girerim, aklım biraz kaygan ama başka şeyler de bilirim. mesela işte bu ara hegel çevirdim ve sonra başka bir yayınevinin telifini alıp bizi boşa düşürdüğü sinema felsefesi üzerine bir kitabı, sonra kant çalıştım biraz, biraz da wittgenstein -tanrı onun yerini cennet kıla- hatta vakit kalsaydı sevmediğimden heidegger falan da bakacaktım. bakın sonra yine boş durmadım politik şeyler yazdım ve odama iki tane kitap rafı çaktım, kornişleri tamir ettim üstelik, biraz aşık olmayı bile becermişimdir arada, bir kadın koluma girdi, karda kaydık birlikte, düşmeden yakaladım elini, yemek yedik, yeğenime kadınlar hakkında değerli dersler verdim, tarih okudum (uygarlıkların tarihi) ve tarih kuramı üzerine okudum (evans), bakkala gittim, beş marmara aldım, kırmızı hepsi, duvara bakıp öldürdüğüm sivrisineklerin mezarlarını andım, gururlandım ve günah çıkardım gururlandığım için, kibir yedisinden biri, yedi kere döndüm çevresinde dünyanın, zulme sövdüm, vakit dardı yetmedi anlatmaya, kadınlardan çok çektim, parasız kaldım ve bunların hepsi -inanın- bir ayda.

bakın size mükemmel cümleler seçtim üstüne:
"kişi susamayacağı yerde konuşmalı sadece; ve sadece aştığı şeyler hakkında konuşmalı - başka her şey gevezeliktir, 'edebiyat'tır, terbiye noksanlığıdır."
friedrich nietzsche, insanca, pek insanca 2, ithaki y. s. 7.

susamadığımı bilmekten değil, marmara'ya hürmetten parlattım kunduraları, biraz dışarıda da gezdim. kesinlikle bilmenizi isterim 'nietzsche'yi hiç bakmadan bir seferde dizebildim. ve bu muhteşem ifadenin mesela bir facebook duvarında nasıl da ironik durabileceğini o daha oraya konmadan bilebildim. konuşacak neyimiz var canlarım, neyi aştık, kibir ve bir gümüş toka, nasıl böyle yalnız kaldık?

üç şeyle gurur duyarım:
1- harflerini kontrol etmeden nietzsche yazabiliyorum.
2- harflerini kontrol etmeden schleiermacher yazabiliyorum.
3- harflerini binlerce kez kontrol ettikten sonra bile heidegger'i üfürükçü sayabiliyorum.

buna birde mayalanmış arpanın zifiri kokusunu ekliyorum, boş vakitlerde marmara içip ismet özel dinliyorum. şiir okumak nedir ki dinlemek varken, kayıtsız hiçbir aşka, hiçbir tutku ve yoruma inanmıyorum.

bakın şimdi size bir film de anlatabilirim, çok politik işler de var bildiğim, kant'ı sevmezsiniz de nietzsche'den de üfürebilirim, ne fark ederdi, siz beni böyle dinleyin, yine sevmeyin, ukalalığı 25. yaş gününde hediye gelmemiş masada unutup kalkmış bir insanım.
kırmızı marmara: 3.75 tl'ye kafa, onun ukalalığı helal olsun ona.
tümünü göster