evet o pencere önü de vardı. onu kaçırmaya gittiğim zamanlarda, pılını pırtını toplaması için beklerken hep orada otururdum. hep sonunda bugün benimle konuşacak zannederdim ve o hep yüzünde aynı saçmasapan şeyle susardı. sadece bir soru sorduğum zaman konuşur ve verdiği her cevapla beni de sustururdu, ama çok geçmeden daha zor olduğunu düşündüğüm bir başka soruyu illaki bulur ve illaki deli olurdum, bunu nasıl yapabiliyor diye. onu üzdüğüm zamanlarda bile gülerdi. başka türlü gülerdi ama olsun. dünyaya bu kadar güveniyor olması çılgına çevirirdi beni. çocuktum. her şeyi bildiğimi sanıyordum. her şeyi anladığımı sanıyordum. işin kötüsü söylediğim her şey çıkıyordu da. kötümserliğin en şiirsel cezası haklı çıkmak olabilirdi, ki her seferinde kesiliyordu da.
tümünü göster