evet sözde eğlenmeye gitmiştik. evet ben ne zaman birilerini eğlendirdiysem ardından illaki ödettim, yeni de değildi bu eski de. o duvarın üzerinde oturuyorduk evet. vakti gece yarısıydı ve gecenin olduğundan çok daha geç olduğu bir şehirdi o, yine de eve gitmek istemiyordum. bana bakıyor ve her zaman olduğu gibi, benimle konuşmuyordu. yüzünde öyle güzel bir şey görüyordum ki, her zaman olduğu gibi onu oradan silmek istiyordum. konuşmaya başlayınca duramıyordum. söylediğim şeyler, bugün önüme dökülenler arasında yok. onlar hiçbir gizli kaydın hiçbir köşesinde yok. ne söylediğimi aklımda tutmama hiç gerek olmuyor, çünkü zaten hangi yaşta kime ne söylediysem, hepsi birbirinin aynısıydı. o kadar garip şeyler söylüyordum ki sanki ne demek istediğim en az beş-altı yıl sonra anlaşılsın istiyordum. sanki öyle laflar edeyim ki bilmem kaç sene sonra hatırlamak bana bile dert olsun istiyordum. gün gelsin ve şuramda bir düğüm gibi dursun istiyordum. o kadar büyük gerçekler ki ustaca uydurulmuş yalanlar gibi görünürler. kaçmak isteyen insanlar, yapamayacakları hiçbir şeyleri yokmuş gibi görünürler.
tümünü göster