her cümleyi yazının son cümlesiymiş gibi yazan, her şeyin bir an önce sonuna gelmek isteyen, bekaretini aynı aceleyle sonunu getirdiği aşklara vermiş, çıplak sırtını fingirdek yazlara dönmüş bir kız kadar ruhsuz uzanıyor aramızda gece. annelerin çocuklarını, çocukların babalarını aradıkları sokaklarda ileriye mi yoksa geriye mi gittiği belli olmadan dolaşıyor. suyun kendisi kayıp kokusu avuçlarımızda. anlamsızlık anlamın kendisi olup da elini başka bir tenin altına soktuğunda, ifadesiz yüzlerle camlardan bakıyor, tembelliğinden aşık bile olamıyor ağustos. kimi bulsa bir kişi eksik. ahlaksız insanların üzerindeki namus bekçiliği kadar eğreti duruyor dudaklarında, başkalarınınkiler.
tümünü göster