öyle zamanlar ve öyle deneyimler ki seni senle alakası bile olmayan bir başkasına dönüştürebilirler, bunu anlarım, anladım da biliyorsun. kimse "tecrübe"yi küçümseyemez. aklının gördüğü, hafızanın sakladığı, zekanın kullandığıdır tecrübe, onu yok sayamaz ve bazen ona rağmen yaşayamazsın. ne yapacağını sana o söyler, ne yapmayacağını sana o söyler, kim olacağını o seçer. bütün dünyanın yandığını görmek istediğin zamanlar oldu, herkes anladı ve kimse yargılamadı seni, sen de yargılamadın. dünya kötüyü tecrübeleriyle yargılar ve ne kadar kötü olabileceğine onlarla karar verir, sen de yoldan şaşmadın. kötülük çoğu zaman haklıdır ve sen de yerden göğe haklıydın, daha kötülerini de görebilir ve daha da haklı olabilirdin, hatta artırıyorum; senin bu hakkından bağımsız olarak düşünüldüğünde dahi, o insanların herbirinin olan bitenin tamamını hatta daha fazlasını hak etmediklerini de söyleyemezdi kimse. ama mesele bu mu. herkes hak ettiğini sandığını hayattan değil de direkt birbirinden alsa, tahrik olan tecavüz etse, kazanamayan çalsa, ihanet edeni öldürsek mesela ve mesela her hakedenin ağzını burnunu kırsak, kendin başta olmak üzere kimseye neden böyle yaptın demezsin ve böyle olursa bunu anlarım. ama her canı yananın can yakmadığı, yakmayabildiği bir düzende yaşıyorsun ya, geç farkettim ve geç söylüyorum affet; haklı değildin. gene olsa gene yaparsın ve gene yapsan gene anlarım diye söylüyorum; bir toz zerresi kadar bile haklı değildin.
tümünü göster