madem açık açık konuşuyoruz öncelikle sonbahardan nefret edip de yüzüne söyleyemeyen arkadaşlar ortaya çıksın. ben burada isim verip kimseyi rencide etmek istemiyorum ama arkasından konuşanların haddi hesabı yok. bi derdi olan o derdi kendi halletsin. çeksin bi kenara konuşsun. kimse kimsenin arasına girip de he sen öylesin, doğru sen de haklısın demek zorunda değil. kaç yaşında adamlarsınız hala öğrenemediniz. hiç hoş olmayan başka şeyler de var, yazar olsun, okur olsun, kıyıda köşede akıl verip sen bunu böyle yapma şöyle yap, bak bu yolun sonu iyi değil gel bundan sonra böyle yapalım gibi hadsiz teklifler, kabul edilmezse tehditler, bilmem neler... açık konuşuyorum çok zararlı çıkarsınız bundan. kimse kimsenin kurtarıcılığına soyunmasın burada. bu işler öyle göründüğü gibi basit değil. insan kendi hayatını dilediği şekilde sabote edebilir ve bu başka hiç kimseyi ilgilendirmez, açık konuşuyorum. herkes kendi sigarasını kendi bırakacak. masraflarımızı idare karşılasın diyenleri de duyuyoruz, bu fikirler fikir değil gerçekten arkadaşlar, bu hayaller gerçekten hayal. öyle kafanıza esince metrobüslere binip, konuşurken burun çekmelerle kimseyi kandıramazsınız. bu zaman o zaman, bu dünya o dünya değil. başımızı ellerimizin arasına alıp bi düşünelim; biz bu kadar adam, burada napıyoruz hakkaten. değil dünyanın bizden haberi, daha bizim birbirimizden haberimiz yok, dün aliye'nin doğum günüymüş mesela ben facebooklardan duyuyorum bunu. bu iş böyle olmaz arkadaşlar. bu yollar yol, bu gitmeler gitmek değil. artık ciddi ciddi düşünüp kendimize çekidüzen verme zamanı. bir sonraki toplantıya herkes üç-beş tane twitter tipi kelime oyunlu rezil espri getirecek. katıldığınız için teşekkürler.
tümünü göster