sevgili z;

kafam yine uçup gitti, deryalara daldım ve çıkamıyorum adeta. kıvırmadan söyleyeyim, aradın, açmadım, üstelik iki keresinde de telefonun çalışını sonuna dek dinledim. dilim tutuldu sanki ve kafamdan hızla akıp giden onca şeyin arasında kekelerim diye korktum, cevap veremedim. en azından aramızda böyle şeylerin lafı olmaz hukukuna dayanarak yaptım bunu. o telefonu elime bile alamadım z.

yeni kız; şu bildiğim kız mı yoksa değil mi ne bileyim ama en son dediğin bir kız vardı zaten, ismini sordum, söylemedin, sonra ben tahmin ettim, ikinci denemede ismi tutturdum hani. ismi güzel dedim, sen değil dedin. eğer öyleyse yeni bir kız olamaz bu. biraz daha eskicesi. ve tarifsiz yanı yok diyorsun ve çok haklısın; bana göre kimsenin de yoktur. bizim altuğ hoca yı bile tarif edebiliyoruz, en azından bir alex değil diyoruz ve bunu söyleyebilmemiz bile tarifsiz olmayışının bir sonucu. ve saçını sarıya boyamış evet, hangi sarı olduğunu bilseymişsin iyiymiş. saçının sarısına takıldın mı bilmem; fakat ben de ziyadesiyle yavuz çetin i çok dinlerdim, cherokee diye bir şarkısında adam tatlı tatlı nasıl güzel anlatırdı, kısa ve öz.

kafamın içi düpedüz gürültüyle dolu, mektubuna cevap verebilmeyi bırak konuşamıyorum bile. konuşmaya kalksam ağzımdan böğürtüler çıkacak gibi geliyor. eskiden sevdiğim şarkılar vardı, dinlediğimden bir şey anlayabilsem hala da var olacaklar. sen benim eski hallerimi bilmezsin, nasıl darmadağın olup tekrar tekrar nasıl dağılırdım bilmezsin. sağda solda bohemlikten nasıl ölüp geberdiğimi. mesela eskiden sakarya da takılırdım, sonra bestekar a takıldım bir iki, önce sokakta, sonra mekanlara girdim çıktım, heykel kız vardı, orda burda heykel olup dururdu, en son dostun önünde olmuştu, onun gittiği mekanları tespit eder, sabahında still'e anlatır manyak gibi gülerdik, ama sonra evde oturmaya başladım, o arada neler oldu hatırlamıyorum. evde oturuyorduk işte, o sıralar still de bunu yapıyordu sanırım. sen beni anı toplayıcısı diye tarif ederdin dimi, toplayacak bir şey bulamıyorum z, ne zamandır toplayacak bir şey bulamıyorum. biraz soğudum z. yabancıladım senin deyiminle. still der ki, bizim havamız mevsimlere bağlıdır. ne ergenlik diyebilirsin, biz derdik ki z, ergenlik bir dönem değil bir akımdır ergen olmanın yaşı yoktur. ve önümüzde sonbahar var. biraz sakinleyeyim ben seni ararım. sen bana ara ara yaz yine.
tümünü göster