dur. sakın kıpırdama. çok güzel, öyle kal. öyle güzel görünüyor ki her şey, karnımdaki ölü kelebekler kanatlanmaya başlayacak birazdan. bırak ışık vursun. huzur yayıyor bu bütünlük. nefessiz bırakıyor bazen ve bilirsin beynime gitmeyen oksijen başa hep bela olmuştur. ama şimdi kafamda oluşan afrika büyüklüğündeki ağrı gidecek biliyorum. olamaz! her şey ne kadar da yeşil. ne kadar parlak. gökyüzünün nesi var öyle, gözlerimi kamaştırıyor. dur öylece. gözlerinin şehrinden yollar çıkıyor bana doğru. görebiliyorum. şehir aşırı yollardan önceden gönderdiğin özlemler sıçramış renklere. hayatta halledilmeyecek bir şey yok şu anda. sakinleş. her şey temizlenebilir. bütün hepsi gülüşün kadar saflaşabilir. buradan kendi dışında her şeye bakabilirsin. bu noktadan bak çevrene. evet tam buradan. sen geldiğinde yine geleceğiz buraya. sen geldiğinde yine sarılacağım sana. sen geldiğinde bu kez yanımdakilere de sarılacağım. kendime bile. dahil olacağım bu manzaraya. çizgiler çekeceğim görünmeze doğru, geliş gidiş şeritleri olan yollar çizeceğim. zamana bürünerek akıp gidecek belki de. manzaranın dışına taşacak tüm renkler. sonunda ölüm kadar saf bir gerçeğe dönüşecek yaşam. her zaman olduğu gibi. bildiğimizi kimseye söylemediğimiz gibi.
özledim.
tümünü göster