sana hiç "sen güzelsin" demiş miydim daha önce?
az demişim. yetmez. yetmeyen doyurmuyor sanırım.
tatmin olmadıkça ister mi ki daha?
belki de, neyse olsun.

benim olayıma kişisel bakışını kazıyorsun çektiğim çizgilerden taşarak. olsun diyorum, olsun. sözde yaşamının bana sunduğu özel yönünü ifade ediyorsun. bununla beraber özele kamusal bir yapı kazandırıyorsun. olsun, bir tek dileğim var güçlü ol yeter.

zihinsel flörtçüler buna kollektif bir peydahlama, mantık çıkmazçıları ise çağın hastalığı adını taktılar. sen ise fazlasıyla az'cıydın. güzel olmanı az olmana bağlarsın. bulunması zorlaştıkça, artan bir değer içerisine girmiş kriterlerin.

gel otur yanıma, bir intihar an'ı gibi düşsün gölgen üstüme. çakıl düşüncelerime, hissiz bırakan bir felç gibi in zihnime. korkularımı da al. beni azalt. güzelleştir beni. geç kaldın yine. ama sonunda her zaman geldin. çok bekledim, az geldin. olsun. güzelsin.

ben senden biriyim artık, sana karıştım diğer milyonlarca kişi gibi. yok olmaya azaldım. olsun, güzelleştim bir an.

az olmanın verdiği güzelliğin denge noktasını mesken tutmuşsun. az olmanın o kadar güzel bir noktasındasın ki gücünün neredeyse her şeye yettiği yerdesin. açlıkla doygunluk, susuzlukla kanma arasındaki o çizgide. olsun. az'sın, yetmiyorsun. ama güzelsin işte. bundan daha büyük bir güç düşleyemezdim. bitiyorum, olsun.
tümünü göster