yeminle diyorum şu zamana kadar ağzımı açmadım bu konuda. neresinden tutsak yargılanacağız diye bari dedik konu gelecek kuşaklara kalır da bizi tarihle, bilimle yargılar, felsefeyle anlarlar. gelecek kuşaklar hala bizi yargılamakla ilgililerse onlara da yazık be gözüm, bizi hatırlamak zorunda kalmayacak kuşaklar ortaya çıksın isterim esasen. insanlık tarihinin kutsiyeti tarihi tinin kendini zorunlu olarak açtığı aşamalardan biri olarak görmekten geliyor, yoksa afedersin kim siker bizim tarihimizi. hermeneutik başka şey, o tarihi öğrenmekten değil anlamaktan geliyor, o keyifli iş.

ne diyorduk türban konusu da zannedersem gelecek kuşakların umurlarında olmayacaktır, umarım olmayacaktır. zaten bir bahar da gelmedi demek küresel ısınıyoruz, don atlet gezmek zamanları gelecek, bir de mars'ı düşün, 300 santigrattan başlıyor orada memur düğmesi koparmanın...

bu kadar yıl laf etmedeim, hoşuma gitmedi lafımı esirgedim, türbanın neyi örttüğünü anlatmaya kalkanlar oldu, gıcık kaptım demedim bir şey. ama bizim de aklımız var kendimizce, tinin aklı olmasa da var anam. şimdi bu iş serbestiye kavuştu ya, istediğimiz kadar konuşabiliriz artık. 80li yıllarda ilk post-modernistlerin afro-amerikan nüfusu üzerinde suç yaygınlığı ve yayılımı araştırmaları yapmalarına benziyor işte. bu iş serbestliğin ötesine kavuştu ya.

ben, z, şimdi okuduğum lisans programında türban oranı %40 civarı ve artıyor, banane gerçi ve kadın özgürlüğü bir kere buradan sağlandı mı diğer her yandan kısıtlanıyor, kadınım bile yok gerçi. fakat şimdi artık denilecek bir şeyler var.

http://www.gazeteciler.com

bu arkadaşlardan biri, tecavüze uğrayan kadın, kürtaj yapmak yerine tecavüzcüsünü öldürsün dediğinden beri artık susmak benim boyumu aşar. ama inanın -ve bunu söylemek zorunda kaldığım için hicap duyuyorum- benim derdim türbanla değil, badem bıyık da dahil bilhassa bunların erkek cinsleri alınmasa üniversiteye daha bir memnun olacağım. inanın benim derdim kılıkla kıyafetle değil, bu kafayla üniversiteye gelen insanla da değil, onu bu kafayla hatta bu kafayı daha bir sağlamlayarak mezun eden hocaları ve sistemle. inanın bir üniversite de inanç eksenli iş gören hocaların olmasına karşı çıkışım din düşmanlığından da değil ve bilim tapıcılığını (dilthey agamız epistemolojist diyor ya, bilimist diyelim) da hiç mi hiç sevmem. ama inanın el ele tutaşn çiftlere "sodom ve gomore'nin piçleri" diyen felsefe profesörünün olduğu ülkede üniversiteden mezun olup da salak olmak hiç de öğrencilerin suçu değil. ve inanın tecavüzcüleri savunuyor falan değilim. veyahut inanmayın.

aslında bu kafanın artık dinle de ilgisi yok gibi. bir garip sosyal darwinist, liberal bir yavşaklık, bir güce tapmacılık hikayesi. 14 yaşında kadına (onun da kız mı kadın mı olduğunu başbakan bilecek değil ya) tecavüz edenleri kollayan ama işte asıl ikbali de tecavüzcü öldürmekte gören aynı sistem. istediği kadar dindar olsun, birazcık güç bulsak bizim cehennemimizde yanacak ya bizde o göt yok.

bak türbana özgürlük isteyen bacım ve de kardaşım;
bizde o cehennemi yaratacak göt yok ya sanma ki tanrısızlığımızdan veya ikbalimiz olmadığından, biz o götü bir kere pantolonlarla öttüydük de ondan yok. ha bir de türbanına sahip çık bacım, ama elalem de amını sahiplenmesin o arada dikkat et.
tümünü göster