sevgili we;
gönderdiğin 300 rubleyi aldık, bay krishişev, bizden sana sevgilerini iletmemizi istedi. kendisi de mümkün olan bir zamanda ziyaretine gelmeyi düşünüyormuş. aslına bakarsan bu tanışma bizim için en az gönderdiğin 300 ruble kadar değerliydi -bir dostu asla parayla mukayese etmeyeceğimi bilir ve buradaki benzetmeyi doğuca anlarsın umuyorum. bay krishişev, gelin hanımla uzun süreden beri aradığımız birçok ürünü ya satmakta ya da satıcılarına yönlendirmekte son derece mahir birisi ve eşi kolay bulunmayacak bir dost. ona hala aile adı ile hitap ediyor oluşumuz yakınlığımızın sınırları ile ilgili olmayıp, kendisinden bu aralar diğer dostlara sıkça bahsetmemizin getirdiği alışkanlıktan ötürüdür.

gelin hanım ise ne yazık ki çok mutlu değil. o da sana selam ve sevgilerini iletiyor, fakat her nasılsa senin de bildiğin gibi bir kadının en memnun görüntüsü altında saklanan volkanı ve lavları gizlemek için örülmüş bir buluttan ibarettir. ve sofya, düğünün de yaklaşması ile hep bir yüksek yüksek tepeler havası kazanmış durumda, oysa biz ramo'yu ve kasap havasını gündemimize alacak şekilde hazırlanmıştık, hatta yurtdışından gelecek dostlarımız için (brezilya pstu'dan sergio ve arjantin mas'tan gabriella yoldaşlar düğünümüzde hazır bulunacaklarına söz verdiler) bu güzel oyunları "butcher weather" diye çevirip sunmaya karar vermiştik. şimdilik sofya'nın bu rahatsızlığının geçici olduğunu düşünmek istiyor ve seni daha fazla bu konuyla sıkmak istemiyorum.

yoldaş we;
istanbul'un 1 mayıs'taki görüntüsünü merak etmişsindir sanıyorum. fakat o şehir, we, o kadar tek başına yaşayan insanlardan oluşuyor ve onlar o derece muhtaçlar ki bir araya gelmeye, istanbul 1 mayıs'ta çok da özel bir görüntü kazanamayacak kadar yalnız kalıyor. herkes merak ediyor ve herkes çok emin. herkes kızıyor ve herkes çok memnun kendisinden ya da koca bir yalanı oynuyoruz hep beraber. olanlar olmaları gerektiği gibi oldular we, hegel'in anlattıkları gerçekleşti, olanlar zaten olması gerekenlerdi. bu istanbul'da, o taksim'de bir ara eski bir dostun aracılığıyla hayatlarında ilk defa eyleme gelmiş iki hanımefendiyle tanıştım. belki bütün güzel olma çabları içinde çabalamadan güzel olan tek şey onlardı. bizim alışkanlıktan dolayı yakınuna bile gitmekten çekindiğimiz kortejlerle fotoğraf çektirdiler, kürtçe şarkılara şaşırdılar ve bence bin sendikacı ve solcunun biner yıl düşünseler akıllarına gelmeyecek bir öneri getirdiler: asıl 2 mayıs tatil olsun. insanları hala sevebiliyorum işte gördüğün gibi we, şiir bile yazamasam da insanları sevmeyi seviyorum. kalanı politik ızdıraplar. fakat şimdilik sen bana izmir'i biraz daha anlatana kadar bu bahse ara veriyorum. sana telaşlarına engel olmayacak volkanik olmayan bulutlar diliyorum.

not: lütfen sana bu mektubu getiren hanım kıza yeni çıkan kitabını ver, çok hoşunma gideceğinden eminim.

sevgilerle daima dostun olan z.
tümünü göster