dün bir haber okudum. balkan atletizm şampiyonasında, türk atlet yunan rakibine ayakkabılarının yedek çivilerini vermiş. yunan atletin ayakkabı çivileri 9 milimmiş. şampiyonanın kurallarına göre bu uzunluğun en fazla 6 milim olması mı ne gerekiyormuş. bendeniz, bu işlerden pek anlamam. hergün 4 kilometre koşarım da, yine de bu işlerden pek anlamam. kaçanın anası ağlamaz misali, kaçmaya idman yapıyorum hep. eski bir tane adidasım var orası burası yırtık. onunla koşarım ben. yenisini alamadığımdan değil. rahat oluyo öyle. hrant da vurulduğunda ayağında böyle bir yırtık ayakkabı vardı. millet bugün ölücem diye temiz don giyer, anlaşılan hrant öldürüleceğini hissetmiş, yırtık ayakkabısını giymiş meğerse. maksat artislik olsun.

neyse konumuz hrant değil.

konumuz yunan atletti. yunan atletin ayakkabısının çivileri 9 milim olunca diskalifiye edilecekmiş ki, oradan bizimki çıkıp "dur adelfo'cum. bende yedek çivi var. onu verem sana. sen de diskalifiye olmazsın. beyefendi gibi yarışırız şurda biladerim." demiş. vermiş yedek çivileri. bizimki üçüncü olmuş; yunan birinci.

memleket böyle temsil edilir.

he, türk atlete bizimki dememe de bakmayın. nüfus cüzdanlarımızda aynı bayrak var diye diyorum bunu. yoksa yunan da bizimkidir, biladerimdir. hiç şüphe olmasın bu konuda. içini açıp bakacak olursanız ermeni'nin de dalağı aynı yerde ve aynı renktedir; türk'ünde. şaşırtıcı olabilir ama yunan'ın da dalağı vardır ve o da aynı yerdedir.

atlantik okyanusunda bir uçak düştü, 319 ölü var, diyor haber spikeri üzgün üzgün. bilirsiniz bu tip haberleri. ama sonra gönlümüzü ferahlatan açıklama geliyor: "uçakta türk yok." ne ferahlatıcı bir haber. sorun yok. gömülsün o uçak atlantiğe. yolcuların annesi babası yok çünkü.

marcos mu diyordu şunu hani: "solcu olmak, filistin'de israil karşıtı, dünyanın geri kalanında yahudi düşmanlığı karşıtı olmaktır"

işte böyle. bizler ataerkil toplumda kadın, iran'da eşcinsel, bilgi üniversitesinde burslu okuyan bir işçi oğlu, türkiye'de ermeni, hocalı'da azeri, çin'de uygur türk'ü, filistin'de arap, amerika'da kızılderili, isviçre'de camisi yakılan müslümanız. bundan şüpheniz olmasın sayın baylar ve bayanlar. biz kana veya deri rengine veya geceleri hangi deliğe girdiğine bakmaksızın insanlar için üzülürüz, tabii birşeylere üzülme hakkı bize de veriliyorsa.
tümünü göster