hunhar vahşet!/ gel de "milliyetçi" olma!

tam 20 yıl geçti üzerinden... 10 bin nüfuslu azarbeycan'ın hocalı beldesinde yaşanan katliam, hala hüzünle yad ediliyor.

saldırıda ölenler hakkında verilen resmi rakam 613 kişi olmakla birlikte, katledilen toplam azeri sayısının 1.300 kişi olduğu söylenmektedir.

peki neydi bu düşmanlık?

"rusya olaylarla ilgisinin olmadığını iddia etse de, rus ordusuna ait ermenilerin safında savaştığı, alaydan kaçan dört askerce doğrulanmıştır."

insani bir terim kullanılması hafifletir bu olayı. rus destekli ermeniler "ermeni soykırımı" diye dillendirdikleri "sözde" olan bu kavramın üzerine sorulması gereken şudur: "belgelleriyle varlığını sürdüren bu vahşete hiç kulak verdiler mi?" merak konusudur hep içimizde..

"hepimiz ermeniyiz" diyen ağızlardan hiç duydunuz mu hocalı katliamını? her yıl hrant dink anılıyor, her yıl türklere kan kusuluyor..peki hocalı halkının bu katliamı hiç konuşuldu mu? hrant dink'e allah rahmet eylesin. ama...

türkiye bu katliamı unutmadı...

///

nasıl bir nefrettir ki bu ararat gibi filmler yapılır, üniversitelerin önlerine her yıl afişler asılır! beyin yıkamak, kafa karıştırmak, tarihi saptırmaktır güdülen amaç!

binlerce insanın katliamına ses çıkarmayanlar, bir insanın öldürülmesine neler neler yaptılar. evet bizde diyoruzki: "hepimiz türküz" "hepimiz müslümanız" çünkü; 'türk bayrağının dalgalandığı ve ezan-ı şerif'in okunduğu her yerde türk insanı yaşar!'

///

mesele slogan atmak değildir pek tabi, müslüman ve türk olmanın dışında gurur duyacağımız asıl şey "hepimizin insan" olmasıdır!..insanlığı yitirmemek, vicdanı dinlemek ve ders almaktır aslında arkada kalanlara düşen tek görev...

''hepiniz hala ermeni ve hepiniz hala hrant mısınız?"... sanırım doğru soru gerçekten bu...
gel de sekter olma.

bilmezlik etmezlik, sapla samanı birbirine karıştırmak...

ermeni olduğu ve bu kimliğine ait söylemi duyurma ihtiyacı hissettiği için katledilen bir adamın ardından, onu katledenlere oldukça insani bir tepkiyle rest çekenlerin sloganı şovenist güruhun komik hezeyanlarına hedef olmaya devam ediyor.

öncelikle ben bir dangalım, çünkü "orda yüzler öldü, burada bir kişi bıdı bıdı" laflarıyla insan yaşamını bilançolara vurarak değersizleştiren birini muhatap alıyorum. yine de söylemem lazım. sizleri şöyle alalım sevgili şovenler, bir insan da, bilmelisiniz ki, nihayetinde insandır. orda beş, on, yüz katının ölmesi bu insanın yaşamını değersiz hale getirmez.

öte yandan katliamın gerçekleştiği şartları görmezden gelerek, iki durumu bir tutmak meseleyi basite indirgemektir. türkiye'de azınlıkta olanlara, farklılıklara olan tahammülsüzlük ortada. anayasasında "vatandaşlık" tanımı diye özünde "türklük" tanımı yapan, vatandaşlık bağı olan herkesi bir yasayla "türkleştiren" bir ülkeden bahsediyoruz. yıllarca çocuklarımızın adını koyamadığımız bir ülkeden bahsediyoruz. hrantlara "fırat" denilen bir yerden bahsediyoruz. öylesine pişkin bir asimilasyondan bahsediyoruz. sonra bu "hrant" denen "bir" kişi ölüyor, öldürülüyor ama nedense beyninin çalışma tarzına anlam veremediğimiz nicelikçe yüksek nitelikçe düşük bir zevat kalkıp hepimizin yine türk olması gerektiğini söylüyor. kafanız çok güzelmiş canım, güle güle kullanın.

sayın yukarda bahsettiğim zevat mensubu arkadaşlar, anlamadıysanız bir örnek daha vermekten çekinmem. almanya'da çok uzak değil, daha dört yıl önce neo naziler türkler'in kaldığı apartmanı kundakladığında, almanlar sokağa dökülüp "hepimiz türk'üz" pankartı taşıdılar. herhalde alman olsanız, bu zihniyetle, "niye herkes alman değil de türk" derdiniz. bunu neo nazilerden bile duymadık, duyulmuşsa da tebrikler, almanya'da tekabül ettiğiniz kesimi bize parmakla işaret etmiş kadar oldunuz. şunu söylemek istiyorum, çoğunluğun, azınlığın etnik, dinsel, cinsel farklılığına nefret duyduğu ve bu nefretle hareket ettiği her eylemine karşı elbette azınlığın yanında olursunuz, onunla dayanışma içinde çoğunluğun nefretine karşı koyarsınız. çoğunluğun, azınlığı imha, asimilasyon hareketine karşı bir rest için kendinizin de o nefret edilen "farklı" kesim içinde olduğunu ifade etmeniz duyarlı bir tepkidir. almanya'da türkler nazilerce yakılırsa "hepimiz türküz" dersiniz, ama herkesin türkleştirilmeye çalışıldığı, kabul etmeyenin öldürüldüğü topraklarda "hepimiz türküz" demek kadar anlamsız bir şey yoktur.

azeri'lere gelince. kimsenin ses çıkarmaması azeri'lere duyulan nefretten ileri gelmemekte. ses çıkarmamanın ardında siz şovenistlerin kuru gürültüsünden bize sıra gelmemesi olabilir mi? ya da tepkinizin ardında ermeni soykırımı'nı aklama çabalarının sırıttığını, bahsettiğiniz azeriler'in ölümünü misilleme yapmak için kullandığınızı fark etmiş ve bundan rahatsızlık duymuş olamaz mıyız? yapabileceksiniz bunları bir düşünün.

her yıl hrant dink anılıyor, evet. daha da anılacak, acısı daim olsun."katil devlet hesap verecek", "hepimiz hrant'ız, hepimiz ermeni'yiz" sloganlarından hedefin kim olduğu yeterince açık sanıyordum. değilmiş açıklayayım, birincide devlet, ikincide içini bilhassa etnik farklılıklara karşı içini nefret bürümüş milliyetçiler. etnik bir kimliğe yönelik imhayı protesto eden bu kitlenin, başka bir etnik kimliğe düşmanlık beslediği hiç olmadı. ya yine bilmeden konuşma hastalığınız nüksetti, ya da hayal gücünüz çok geniş. karar veremedim.

son olarak, ilk okuduğumda vallahi şaka sandım. still troll kadrosu açtı da buradan laneth'e troll nakliyesi mi yapılıyor, falan dedim. ama durumunuz gerçekten bu kadar vahimse, lütfen bir de üstüne kalkıp bize insanlık dersi vermeyin.

hala ve inatla "hepimiz hrant'ız ve hepimiz ermeni'yiz". icabında (o icabı sanırım anlatabildim) azeri de türk de oluruz. anlamamakta ısrar edenlere samimi ve tutarlı bir duyarlılık dilemekten başka bir halt gelmiyor elimden.
dün bir haber okudum. balkan atletizm şampiyonasında, türk atlet yunan rakibine ayakkabılarının yedek çivilerini vermiş. yunan atletin ayakkabı çivileri 9 milimmiş. şampiyonanın kurallarına göre bu uzunluğun en fazla 6 milim olması mı ne gerekiyormuş. bendeniz, bu işlerden pek anlamam. hergün 4 kilometre koşarım da, yine de bu işlerden pek anlamam. kaçanın anası ağlamaz misali, kaçmaya idman yapıyorum hep. eski bir tane adidasım var orası burası yırtık. onunla koşarım ben. yenisini alamadığımdan değil. rahat oluyo öyle. hrant da vurulduğunda ayağında böyle bir yırtık ayakkabı vardı. millet bugün ölücem diye temiz don giyer, anlaşılan hrant öldürüleceğini hissetmiş, yırtık ayakkabısını giymiş meğerse. maksat artislik olsun.

neyse konumuz hrant değil.

konumuz yunan atletti. yunan atletin ayakkabısının çivileri 9 milim olunca diskalifiye edilecekmiş ki, oradan bizimki çıkıp "dur adelfo'cum. bende yedek çivi var. onu verem sana. sen de diskalifiye olmazsın. beyefendi gibi yarışırız şurda biladerim." demiş. vermiş yedek çivileri. bizimki üçüncü olmuş; yunan birinci.

memleket böyle temsil edilir.

he, türk atlete bizimki dememe de bakmayın. nüfus cüzdanlarımızda aynı bayrak var diye diyorum bunu. yoksa yunan da bizimkidir, biladerimdir. hiç şüphe olmasın bu konuda. içini açıp bakacak olursanız ermeni'nin de dalağı aynı yerde ve aynı renktedir; türk'ünde. şaşırtıcı olabilir ama yunan'ın da dalağı vardır ve o da aynı yerdedir.

atlantik okyanusunda bir uçak düştü, 319 ölü var, diyor haber spikeri üzgün üzgün. bilirsiniz bu tip haberleri. ama sonra gönlümüzü ferahlatan açıklama geliyor: "uçakta türk yok." ne ferahlatıcı bir haber. sorun yok. gömülsün o uçak atlantiğe. yolcuların annesi babası yok çünkü.

marcos mu diyordu şunu hani: "solcu olmak, filistin'de israil karşıtı, dünyanın geri kalanında yahudi düşmanlığı karşıtı olmaktır"

işte böyle. bizler ataerkil toplumda kadın, iran'da eşcinsel, bilgi üniversitesinde burslu okuyan bir işçi oğlu, türkiye'de ermeni, hocalı'da azeri, çin'de uygur türk'ü, filistin'de arap, amerika'da kızılderili, isviçre'de camisi yakılan müslümanız. bundan şüpheniz olmasın sayın baylar ve bayanlar. biz kana veya deri rengine veya geceleri hangi deliğe girdiğine bakmaksızın insanlar için üzülürüz, tabii birşeylere üzülme hakkı bize de veriliyorsa.
sumgayit
meraga

duydun mu canım bu yerleri hiç?

hocali'da katliam yapan ermeni-rus ne kadar orospu çocuğuysa, sumgayit, meraga ve diğer köylerdeki kafa kesen azeriler de o kadar orospu çocuğudur.
sadece ve sadece milliyeti ve fikrinden dolayı öldürülen hirant için söylendi o söz. aynı sözler hocali için de, diğer tüm insanlık dışı vahşetler için de dile getirildi insan olanlar tarafından. lakin faşist beyinler katliamlari rövanş ve skor olarak gördüklerinden kendilerine siyasi rant elde etmek için dile getirirler bu soylemleri.

1915 te neler oldu bilmiyorum ama eğer denilen olduysa, onlar da yukarıda bahsettiğim orospu çocuklarına dahildir.
soykırım iddialarını politikleştiren ermeni lobisi ya da sadece 26 şubat'ta hocali hüznü yaşayan memleketim faşisti arasında fark yok bence.

marcos'un o meşhur sözleri bi önceki yazıda bahşedilmiş az,
sen sadece hocali'da azeriysen, insan olmaktan bahsetmen abest olur.
sınır, sınıf, dil, din, ırk vs. farkların ortadan kalkmadığı veya bu savunulmadigi sürece bence insan olmaktan bahsetmesin kimse.

bu arada, skor olarak az ama; uludere'de bir kürt olmaya ne dersin benimle...
(iki dakikada konuyu özetleyeceğim, detay isteyen bizzat bana ulaşşın, fırsatını bulduğumda bir yerde oturup uzun uzun konuşabiliriz.)

insan, yaratılanların en vahşisidir. yapabileceği şeylerin haddi hududu, şusu busu yoktur. allah adına kurşun sıkıyorum diyen karşısına allah çıksa ona da kurşun sıkar! garibanların ekmeği için mücadele ediyorum diyen ekmek fabrikası kurar ve fabrikada köle-işçi çalıştırıp bir lokma ekmek vermez! sistemin işleyişi böyledir demiyorum, sistem böyle de işleyebiliyor diyorum. mesela tam şu anda aklından şunu geçir; "bir baba, yeni doğmuş kızına tecavüz edip onu diri diri gömebilir mi", cevap veriyorum: evet! hiç kimse hayatı boyunca şu hataya düşmesin, "o kadar da değil hacı". evet benim canım kardeşim, tam da o kadar.

şimdi gelelim milliyet, ırk, zart zurt meselesine... insanın kökü, gelişimi, huyu, suyu bellidir. dünya üzerinde katliam yapmamış bir halk yoktur. varsa bile henüz öyle bir imkanı olmadığındandır. bazı halklar işi biraz daha abarttığı için (almanlar, amerikalılar, sırplar, israilliler vs.) bu alanda şöhret sahibi olsalar da, roller değiştiği vakit bugünün mazlumları yarının zalimleri olacaktır. çünkü insan budur. öldürmek, kan görmek, ezmek, üste çıkmak içimizdeki hayvanın en şiddetli arzuları olduğu için bir şekilde bahane bulunacaktır. eskiden bu bahane dindi. yakın geçmişte ise bir fransız icadı olan milliyetçilik... bugün hepsi var allah'a şükür; din, milliyetçilik, demokrasi, devrim, petrol, doğalgaz... seç beğen al!

kıssadan hisse, bu dünyada icat edilmiş en saçma şey ırk kavramıdır. ororspu çocuğu her coğrafyada orospu çocuğudur; dini, dili, rengi bu gerçeği değiştirmez. insanlık dediğimiz şey, duyduğumuzda, gördüğümüzde, içine düştüğümüzde içimizi kanatan, boğazımızı düğümleyen, gözümüzü yaşartan şeyin dilini konuşmak, dinine girmek, rengine bürünmektir. sadece budur. ama ayırmadan! eğer ayırıyorsan, seçiyorsan, seninki vicdan değil, olsa olsa programlanmış bir mutfak robotudur. ki öyleysen, büyük geçmiş olsun, bok kadar değerin yoktur.