sendikamız otobiyografik hikayeleri ve romanları tüm gücüyle desteklemektedir. şiirler ise her zaman otobiyografik olmuştur. buna kesinlikle karşı çıkamayız. tam bu noktada şiirin, aslında bir hikayenin en güzel cümlelerinin alt alta dizilmesiyle yazıldığını unutmayalım. yine de divan şiirlerini bundan hariç tutmak gerekir. bir üyemiz devrimci divan şiirleri diye birşeyler yazmaya çalışsa da, bu konuda gerçekten hoş olan tek şey "devrimci divan" kısmındaki aliterasyondur, diyor bir önceki eylem raporu. sendikamız uğraşı için teşekkür eder. tamı tamına üç gün boyunca ancak bir beyit yazmıştı. aldığı türkçe-farsça sözlüğün parasını da eşten dostan bulmuştu üstelik. şiirlere ve şairlere fazla güvenmiyoruz kısaca, sendika olarak. her an bir çift göze satabilirler koca edebiyatı. kadını bir isyan bayrağı kadar güzel olan şairler hariç elbette.

havaya cemre düştüğünde bunu fırsat bilip, hemen arkadaşlarının göndermiş olduğu hikayelerin çıktısını da alarak dışarı çıktı. çevrede kredi kartının geçtiği bir market yoktu. bir kilometre aşağıda bir süper market vardı da, gidip oradan aldı sigarasını.

"babam görürse bu markayı kullandığımı, büyük ihtimalle bana sigara içtiğim için kızmaz. ben de bu sigarayı içiyordum amerika'dayken der ve muhabbet açılır." diyordu hep annesine.

sendikamız gereksiz gibi gözüken, ama hakikaten gereksiz olan ayrıntıları hiç hoş karşılamaz. fakat ikinci sınıf amerikan filmlerinden fırlamış gözüken, bu amerikalı çocuklar gibi delicesine özgür yetişmiş kahramanın sigara konusunda hala babasından korkması, aslında onun bu memleketin has be has çocuğu gösterir. sendikamız, köftesini çatalının yanıyla bölenleri her zaman takdir etmiştir.

özgürlüğüne düşkün yetiştirilmiş, öğrencilik hayatı boyunca dersten sıkılıyorsan hocadan bile izin almadan çık git diye tembih edilmiş, karnesindeki 1'in ödülü olarak yaz tatili armağan edilmiş bu genç adamın işindeki son bir kaç gündü. onurlu sayılabilecek bir istifaydı işini bitiren. nedenlerine kendisi bile fazla girmiyordu. bu nedenden olsa gerek, sigarasıyla fabrikanın bahçesine çıkıp, dediğimiz gibi havaya düşen cemrenin de güvencesiyle, yazıcıdan çıkardığı kağıtlardaki hikayeleri okumaya başladı. kendisi de birşeyler yazardı. arkadaşları arasında kendine has bir ünü vardı bu konuda. aslına bakarsanız, uzun süredir bir roman yazmanın peşindeydi ama işten güçten fırsatını bulamıyordu. kendi kendine itiraf edemese de, istifasının nedeni belki de şu romanı tamamlamak, yani en azından yoluna koymaktı aslında.

sendikamız, hikayeye girecek kadın karakterlerin erkek karakterler ile olan ilişkilerinin anlatımında zamanla tatlı sıkı bir heteroseksüel otoritenin kendiliğinden oluşmasının tarihsel olarak kaçınılmaz görür.

tanıştığı bir kızin, bu yazar çizer tayfanın ilham almak için mümkün olduğunca çok fazla şey deneyimlemek için yanıp tutuştuğunu söyleyip, kendisiyle olan ilişkiyi de bu sebepten yaşamak istediği konusundaki tereddütünü açıkça belirtmesinden yaklaşık bir yıl sonra filan, yazar bunun gerçek olabileceğini düşünmeye başlamıştı. öyle ya, gay barlarda ne işi vardı bu adamın? hiç uyuyor gibi gözükmüyordu oralara. veya iş mülakatlarında bu kez masanın öte tarafında olup, yeni yetme mühendislere hayat dersi vermeye çalışmasına ne demeli? bir dönem pazarcılık bile yapmıştı. olmaması gereken yerlerde onu görmeniz asla tesadüf değildir.

tek derdi hikayelerinde karakterlerine isim seçememekti. isim seçtiği zaman, ismin karakterin önüne geçmesinden korkardı. rastgele bir isim seçerse de, bu karakteri düz bir karakter yapabilirdi. özellikle stendhal sendromundan muzarip olduğunu düşünüyordu. isim verdiği karakterlere isminden ötürü aşık oluyordu zamanla. hal böyle olunca karakter isimlendirme sürecinin ayak tırnağı çekme sürecinden bir farkı kalmıyordu. bu nedenle karakterlerini belli bir özelliklerini kullanırdı. mesela yazıgetiren, gözalan, isyanbey, hepüzgün, reglsancısı veya kalbedolan gibi isimler. bu isimler onun birşeyler yazmasını engellemiyordu.

"isim koymak zorunda değilsek, ben de birşeyler yazabilirim" diye mesaj attı birkaç gün sonra şirketine teslim edeceği telefonundan. sonra oturup sigarasının ağzında bitmesini bekledi
tümünü göster