sevgili we,

elektrik süpürgesini çalıştırmadan önce ona dönüp korkmamasını söylerdim hep. yoksa deli gibi korkup sağa sola çırpınırdı. yıllar boyunca bunu yapmayı unutmamaya çalıştım. şimdi ise unutmaya çalışıyorum.

göründüğünden çok daha zor günlerim oldu we. sana yazmaya her şeyden daha çok ihtiyaç duyduğum zamanlar oldu. ama yapamadım. beni "korunmaya ihtiyacı olmayan ash'leri koruma derneği başkanı" seçtiğin gün geldi aklıma hep. öfkenin en kötüsü kendine karşı duyulandır çünkü muhatabından çıkaramazsın onu we. bir yolunu bulamazsın bunun. bir şeyi anlayamayabilecek olsaydı ancak bunu anlayamayabilirdi herhalde. kendine karşı bile bir kez olsun, tek bir yanlış yapmış mıdır acaba.

"dışarıda ne yapar bilmiyorum" dediğimde "ölür" dedi bana we. bunu bir başkası yapsa, bilirsin, illaki bir fikrim olur. haklı ya da haksız, bir karşılığım olur illaki. ama o bir şey yaptığında, bunu neden yaptığını, nasıl da doğru yaptığını anlamak için aradan yıllar geçmesi gerekiyor bazen. bunu kaç kez deneyimlediğimi sen de biliyorsun.

"lose the idea of being a mother of anyone."

bunu bana kaç yıl önce, hangi mektubunda söylediğini sen de biliyorsun we. ama bilemeyebilirsin, canımı o kadar yakmıştı ki bu. o kadar derine saplanmıştı ki bağırmamıştım bile. sonra aradan yıllar, sonra yıllar geçerken, bilemeyebilirsin we, ben en çok bunu anladım. defalarca anladım. tekrar ve sonra tekrar anladım. o ağrıya geri dönüp baktım ve gözümde yaşlarla gülümsedim her seferinde.

ölür tabi ki we. ölmüştür de.

hayallerimizle,
still
tümünü göster