bir arkadaşımla sokağı talan ederken ileride çöp bidonunun kenarında birkaç şişe gördük. 8 yaşında filanız lan. bütün günümüzü paralıyoruz okuldan sonra kolay yoldan nasıl zengin oluruz diye. "satılır ki bunlar" dedi arkadaşım. bira şişesini gösterdi. o zamanlar pepsi kola bir litrelik cam şişelerde satılırdı. ben de hemen yanında arz-ı endam eden pepsi şişesini gösterdim. "bu satılıyor mu?" dedim. "cık...onlar satılmıyor, bu satılıyor." dedi arkadaşım. halbuki pepsi şişesi daha büyük. daha fazla para etmesi lazım.

direttim. olm o da cam. bu da cam. bu niye para ediyor da o etmiyor.

"etmiyor işte lan. ben ne bileyim. denemedim mi sanıyorsun? hasan amca yokken, oğlu varken satmaya çalıştım bi tane geçen gün. satılmıyor işte herkes biliyor bunu"

"arka köşedeki bakkala sordun mu?"

"herkes biliyor bunu"

"ver" dedim. "ben satarım. o da cam bu da cam"

"olm bira şişesi kahverengi. o yüzden. beyaz camlar satılmıyor."

"eee. süt şişesi de beyaz."

satamadık o pepsi şişesini. şimdi ortadan kalktılar komple. geçenlerde bir arkadaşın ananesinin evine uğradık. bi tane orada gördüm. kadıncağız zeytin basmış içine. yanyana dizmiş pet şişelerin yanına iki tane. bizim burada bidon yuvarlama derler o tekniğe. gün aşırı yuvarlarsın gidip gidip. bi yerde görsem kesin çalar getiririm odama koyarım süs diye diyordum. çalamadım, kadın zeytin basmış içine.
tümünü göster