- bu gece hüzünleri evde bıraktım, üç bira kutusu doldurdum, umrumda değil.
- bal gibi umurunda, ayrıca nighty's, kim hatıralr ki?

geride bıraktıklarımı hep geride bıraktığıma eminim. çok az kere düşünüyorum diğer olasılıkları falan da boğazkere geldi dilimin ucuna, bir tek ben mi saçma buluyorum bunu. belki çağcıl insanın akımıdır bu hal, geride bırakır çeker gider, çağcıl ne demektir; bir de çağdaş düşünce var, çağ emperyalizm çağı olduğu üzere... yani çağdaşlarının amına koydukları bir dünyada hakikaten nasıl düşünüyorsun sen?

ileriye dair de pek düşünmüyorum galiba, herkes gibi fantastik lazanyalara sahibim, lazanyayı garfield yer daha da bir fikrim yok, kimbilir: gerçek istanbullu! ileride ne olacak, olm dördüncüye üniversite öğrencisiyim -atılıp döndüğüm sayılırsa beş- yazaki işçisi bile amele diyor bana (isim vermeyeydim, oh shit!) neyseki her zaman açılmayı bekleyen bir kutu daha kalıyor, işte ilerisi.

asıl anlatamadığımsa bütün bu feragatlarden arta kalan kurtarılmış zamanlarda şimdiyi de düşünemediğim. şimdi ne oluyor, nerede ve nasılım, ne yapmak uygun düşer, ben bunları da düşünemiyorum ki. ne vakit düşüneyim desem aklıma takılan ve yarım yamalak bildiğim bir konu ya da denklem üzerinden fikirler yürütmeye başlıyorum, fizik felsefeyle dansediyor, kimya tarihle. mesela "ben böyleyim" çalıyor radyoda "boyle fizikçi miydi, ne bulmuştu" diye başlayan konu "insanlığın asıl evrimi kendine soru sormasıyla başlıyor"a gidiyor, oradan "soruların en hasının 3 bilinmeyenli denklemler" olduğu, "fazlasının mümkün olup olamayacağı" gibi sıçrarken, "insanlığın artık, günümüzde cevaplayamayacağı sorular sorduğu" diye sonuçlanmak üzere olup, "bu mümkün değildir teorik olarak", öyleyse "tanrı mevzuunu açıkla" ha "ontolojik tanrı kanıtlaması" "ismi şeye benziyordu ibnenin, neydi, erasmus gibi bir şeyler" "lan aslında okula gitsem erasmus falan nasıl oluyor öğrensem, portekize varsam" "o değil de ne bokum var portekizde, asya içlerine gitmek dururken" "bu sadece tepkisel bir fantezi, asla gidemeyeceksin" "tepkime yasaları gibi bir şeyler vardı, anti-dühring'te bile geçiyordu" "herr dührng diyor ne komik" "engels ama biraz fazla sıkıyor kemerlerini marksizmin" "lenin, engelsten alıntı yapıyor mu?" "anasını... lenin yazacaktık bu sayı, oldu ayın 23'ü" ve: ya uyku ya da tam bir ayılma. duruma göre aylık yazı yetişir ya da yetişmez de.

sahi gülüm ne düşünüyorum ve neler anlatmıyorum, anlatsam dokunabilir miydiniz beyin loblarıma? ve bazen de pek edepli şeylerden daha başka sıçramalarım oluyor, onları da mezara saklıyorum.
tümünü göster