delik bir cep. evet yanlış duymadınız bir adet delik bir cep.

ama cep delik cepken delik kevgirmisin kevgir misin...

opsss şarkı söylemeye başladım.

yani cep deyim anlamıyla delinmedi.

montumun cebi delindi.

efendi gibi dolmuşa bindiğim vakit deve bağırtan yokuşuna gelmeden dolmuş keyfim ve onun kahyası muzik dinlemek istedi. kulaklığı bulmuştum ama telefon yoktu. o anda panik oldum. dolmuşa beni sarayın önünde indirmesini söyledim. o sırada farkettim montumun cebinin delik olduğunu ve telefonun astara kaçtığını yaklaşık on saniyelik bir zaman diliminde istirhamımı geri çekip yola kaldığım yerden devam ettim.

işin matrağı radyoyu ilk açtığımda karşıma bülent ersoy'dan sefam olsun çalıyordu.

şaka gibi yahu.

günün anlam önemine bianen bir öykü anlatmak istiyorum;

- 2 inek bir meşe ağacının en yüksek dallarından birine oturmuş, konuşa konuşa yün örüyorlarmış. o sırada yanlarından uçarak bir fil geçmiş, derken bir fil daha, derken bir fil daha... ineklerden biri, bırakmış yün örmeyi:
- olacak şey değil, demiş; yakın ağaçlardan birine, mutlaka bir yuva kurmuş olmalı bu filler...
tümünü göster