insanların insanlardan beklentileri vardır, eminim vardır. ben beklentilerimle kurduğum insanlara yıllarca bunu anlattım: "kapitalizm sınırları içerisinde kurulan tüm ilişkilerin çıkar ilişkileri olduğu"ndan... buna inandığım inanmadığım, daha fazlasını iddia edenlere karşı çıktığım, galiba oturduğum yere göre değiştiğim, kardeşim, yine de seni yanıma alsam bilirim ki önemsizdir nasıl davrandığın...

fıratla meyhaneye gittik bugün, iki gün evvel üç litrelik ayı kanını gizlice alt kattaki boş dairede içmiştik, meyhanenin sobasındaki kestanelere el atarken tümüyle serbesttik. başka arkadaşlarım oldu, her dediğimi anlayıp ortamda oynayacağımız oyuna adapte olan, oyun oynamadığımız için fıratlayım yıllardır, kestaneyi yemediği gibi taksi şoförünün bizi ibne sanmasına yol açtı, eğlendik...

güzel kardeşim;
kim senin rüyalarındaki kadar sınırsız olabilir, benim univercitylerimin kardinalleri? kim seni ortaçağın zincirleriyle yakalayabilir, serin bir yaz sabahının ayık enstanteneleri...

fırat sana benzerdi, ama ukala olmayan dikkafalılığıyla, bir gün televizyondaki polisle çatışır görünce beni okulu bırakıp gelirken, cehenneme be bırcet, bildiğin türden değil, ve son sözümde kahkaha atacağımı tahmin ederken, cehenneme bırcet, tahmin edeceğin türden.

kimin konuşması kimin susması gerektiğine ikimizden biri değil, aramızdaki bağ karar verir ve kardeşlik dediğin çıkar, iktidar dinlemeden aramızda bitiverir.

meyhaneyi diyorum, iyidir güzeldir de, biz nerelerde içmişiz, içmeden nerelerde durmuşuz, bir hesap edile.

alanon;
kimse sen değil, ben açık bir çağrı yapıyorum, burada bir yerlerde misafir edelim, gör diye, dediğin gibi olmuyor, susmalarımız kadar konuşmalarımız da sessizdir.
tümünü göster