"kuşkusuz içinizde olanların en içlilerine emanet ettik biz gündemi, ve ancak onların boşluğundandır ki bazılarınızı vekil tayin ettik."
futur-i lanethiye bölüm 7...

uzun boşluklara, bekletmelere, aksatmalara alışık bir sistem laneth, alışık olmasa fark edecek değildi ya, nasılsa alıştırmışlar diyerek gönlümüz ferah arayı uzatabiliyoruz. sonrasında da arada olmuş hadiseleri teker teker kaybolmuş sayfalarda aramak yerine yopyekun elden geçirip kişisel tarihlerimizin balık hafızalı akvaryumununda yemleyebiliyoruz. böylece "chp'nin bilmemnere mitinginde baykal'ın kafasına pisleyen ak güvercin hakkında komplo teorileri" gibi başlıkları arayıp bulmak, düşündüklerimiz daha önce yazılmamış olsa bile binikiyğzyirmiyedinci entry olarak girmek durumunda kalmıyoruz. elbette tüm bunlar bir şey ifade ediyor mu, okuyan var mı, okuyunca etkilenen varmı, still cursed'e huşu gözyaşları içinde varıp ve dahi eteklerine kapanıp dergaha dahil olan var mı? sanmam. yine de bir türlü alışıp tutmadığımız günlüklerin yerine koyduğumuz birşey olsun, küçük kardeşler de uzun uzadıya çekmece karıştırıp aramasınlar. başlayalım artık.

***
laneth'e son uğradığım zamanlardaydı, biraz kalp kırmışım. bosnianla ayrı caddelerde birbirini kesen taraftar grupları gibi karşı karşıya kalmışız, ben düşünmeden sallamaya çekip dalmışım. tabii ki bu çirkin olay esasen sahaya yansıyıp sorunu değiştirmedi, kürt açılımı yerli yerinde ve güzellemeler eşliğinde kürtler'in anası belleniyor memlekette. yine de bosnian'dan özel mesaj yoluyla dilediğim özürü burada herkesin içinde tekrarlar, sallamanın ters tarafıyla vurduğum kemiklerinin sızısını paylaşırım.

***
kürt olarak doğmak ve açılım konusu olmak üzerine birşey dile getirmek istemiyorum artık. hele de bu kadar hassas bir dönemde (hassas olmayan bir dönem gösterin bana, bu ülkenin adaet kanaması her gündür) bursaspor taraftarına kendini bu kadar yakın hisseden biri olarak. yeşil ve beyaz'ın içiçe girdiği tek statta ve çok uzaklarda yeşilliklere yayılan kan deryasının içinde artık kendisine ait sayılamayacak parçaları birleştirilen bir kardeşim sessizce ölürken. ceylan üzerine söyleyeceklerim vardı, söylemenin ölmekten kolay hale geldiği bir çağda susmak daha büyük erdem gibi geldi. zaten biliyorsunuz ölmese aklımıza bile gelmezdi mezrada koyun otlatan beyzbol şapkalı kız. ergenekon mu dediniz, demokrasi mi, siktiringidin!

***

mardin'de bir köy katliamı örgütlenmişti, dumanı daha taze olmalı, epey de bir yorum yapılmıştı. sanıyorum gündemden kalkmış olmalı ya da konuyla ilgili bütün sosyolojik bulgular toplanmış, gerekli bilimsel yayınlarda yerlerini almışlar ve rafa kaldırılmışlar. hakan şükür bu çocuklarla bir futbol maçına çıktı, çocuklar çok sevinmişler, şükür çok mutlu olmuş. küçük emrah'tan sonra en popüler mağdurlarımız hazır artık, amcalar ölmüş analarının ırzına geçerken şekerci amcalar onlara hediyeler versin. ve vicdan, bana sorsanız o da bir kadın adı.

***

imf istanbul'a gelmiş, bundan sonra da hep gelecekmiş, aferin onlara. sonunda solun en zayıf olduğu ülkeyi, sömürülenlerin "engelleyemeyip zevk almayı" her nasılsa öğrendikleri ülkeyi bulmuşlar. dolaylı vergiler ve ek vergilerle en fazla kanlarına girdikleri iki kesim esnaf ve gençlik polisle birlik olup eylemci sopalamış.
bilemeleri gerek her eylemci ayakkabı atmayla yetinmez, biz de ne madenler var. keza döner sap döner keser, diye bir söz var.

***

istanbul'u sel götürmüş, ölen ölmüş kalanlar kaldıklarıyla kalmışlar. bu sefer emekçi'den gelsin: "yıkılası istanbul!"
devam da etsin: "temel'e oynuyorlar kamil!"

***

pelin batu, orta koltuktaki yerine geri dönmüş, zahmet oldu! uyumak için uygun bulduğu yere kıvrılabilir, biz izlemiyoruz zaten.

***

still cursed, laneth'i halka arzetmeye karar vermiş, imkb ve spk'dan onay bekliyormuş. hazırlıkların tamamlanması sürecinde ekşi sözlükte yoklama ile okur sayısında fahiş artışlar planlamış, görenlerin yalancısıyım 1200lere kadar çıkmış kimileyin okur sayısı.

***

yeni filmler gelmiş, kedi yokmuş, yeni kitaplar basılmış. üşenmedim aldım bir iki tane, sonra anlatacağım, ama ipucu şudur maalof lütfen sadece roman yazsın.

***

beni bu hilelerinle alt edememişsin ey dünya, yediğim kazıklar götümden yağlı yağlı çıkarken, sana hala sıkı sıkı tutunuyorum ve ekmek parasından öte intihara üşeniyorum. beni ne tokatlarla büyütmüşsün ey dünya, sana bileniyorum yine de ölmeden önce kararlı şekilde askerlik yapmaya niyetleniyorum. bana dünya daha ne acılar biçmişsin, arkanda ellerin ikisinde de saklılar biliyorum, ama bir yolunu bulup mızıyorum, bak oradan ötede 14 saat orman içinde uyuyakalıp hepsinden sıyrılıyorum. bir bışak al gel, emanetbilekler getiriyorum, bir bıçak al gel, mangalımdaki külleri ikiye bölüp sana adıyorum. gel de bakalım, bir hesap çıkaralım.

***

sahi öldü mü be ceylan?
tümünü göster