geçenlerde bir tanıdık işyeri açtı, hayırlı olsun gezisine gittik. çok zor olduğunu söyledi, o devlet dairesinden bu devlet dairesine koşturmuş. "hocam" dedi, bana zaten hoca derler, "mesela beş ayrı yerden beş kağıt topluyorsun bunların beşini bir yere verip bir tane kağıt alıyorsun, sonra böyle bir bir toplayıp yine beş-on tane yapıyor bir tane kağıt almak için götürüp veriyorsun. bak aklımdayken sana bunu sorayım" dedi. sözünü keserek kendime duyduğum akademik saygıdan ötürü farklı alanlarla ilgilenmediğimi belirttim ve ekledim: "tanıdığım matematikçiler var beş doğal sayısının üslerini o saniye söylerler sana, istersen tanıştırabilirim" dedim. derin derin düşündü bir süre, sanırım gerçek akademik etiğin aslında ne kadar ince olduğu üzerine kafa yordu. sonra toparlanıp devam etti: "peki hocam, şöyle sorsam; galatya'da bürokrasi nasıl işler? mesela işyeri açmak için askerlik tecil belgesi gerekir mi, ya da örneğin burası mobilyacı ama benden verem testi ile bok örneği istediler, bunlara gerek var mı galatya'da?"

önce bunun bir iş teklifi olup olmadığını, bana acentelik teklif edip etmediğini düşündüm gözlerimi kısıp. mobilyanın kar marjını ve çalışma sistemini hesap ettim. bu konuyu ailemle görüştükten sonra ele almaya karar vererek sorusuna döndüm, hiçbir şey olmamış gibi yanıtlamaya başladım. "evvela galatya'da askerlikle ilgili bir belge olduğundan haberdar değilim, sonra bilemiyorum ne tip testler ve raporlar gerekiyor" diyerek girdim konuya. tanıdık çok tezcanlı bir insan olduğu için sorusunun tam olarak bunlar olmadığını, daha genel anlamda galatya'da resmi işlerin nasıl yürüdüğünü sorduğunu açıkladı. elbette onu kınamadım alandışından birçok insan tarihin spesifik bir iş olduğunu anlamıyor zaten, yine de misal viyana seferi sırasında kös vuran mehterana bahşiş dağıtan ilmiyeli muvafık paşa'nın atının rengini bilmiyorsanız tarih biliminin bu dalında uzman değilsinizdir, değil mi erhan?

velhasıl bunun ardından küçük bir araştırma yaptım. önce burada bir işyeri açmak için gerekli olanların listesini çıkarttırdım. epey uzun bir soy ağacı çıktı. mesela defterdarlıktan belge almadan belediye ruhsatınızı alamıyorsunuz, o belgeiçin de nakil ilmuhaberinden başlayarak ve 7 sülalenizin hatırı da dahil olmak üzere 20 çeşit evrak topluyorsunuz. elbette bu evrakların da herbiri için çeşitli alt kümelerden oluşan evraklar gerekiyor. evrak biliyorsunuz osmanlıca'da varak'tan geliyor, sayfalar yani, ancak sözcük sizi yanıltmasın, öyle sayfalar diye bir şey yok. her bir sayfanın her bir satırına bakan bir memur var, onları görmek, kapı çalmak, selam vermek, ön iliklemek, birkaç gün beklemek gerekiyor genelde.

sonra galatya'da bu işlerin nasıl yürüdüğünü sordum. galatya'da böyle bir şeyin olmadığını, aksine planlama ve hesaplama ile ilgili işler yapılırken durumun not edildiğini söylediler. yani bir galatyalı herhangi bir işi yapabilmek için bir yerlerden izin almıyor ya da işini tebliğ etmiyor, bir takım kurumlar onun yaptığı işi bilmek istiyorlarsa bulup öğreniyorlar. hiç de sorun olmuyormuş bu yolla. bunu öğrenince derhal galatya'da bir mobilya mnağazası açmaya karar verdim, siz bu yazıyı okurken ben çoktan malları yüklemeye başlayacağım.
tümünü göster