özgürlük diyor insan çığlık olmuş sesiyle...
güneş saklanmıştı tozdan bulutların arkasına.. dünya kendi ekseninden çoktan çıkmış ölüme doğru yol alıyordu.. dünyanın bütün çocukları üşüyordu o gün...tanklar geçiyordu küçülmüş gözlerin önünden.. kurşunlar çapıyordu küçük bedenlere, bir daha hiç büyümeyecek olan bedenlere.. "zaten o insanları her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlardı"...
sonra işte o ses... ölüme kafa tutan, insanlığı kavgaya çağıran o ses duyuluyor içlerinden... bir kişiye ait değil o ses.. yüreklerinde kopan fırtınanın sadece dışa yansıması olarak var oluyor ve bir anda fırtınalar kopuyor.. göz bebekleri büyüyor ve buram buram umut kokuyor.. ve güneş yeniden gösteriyor yüzünü saklandığı bulutların arkasından.. ve işte o gün başlıyor umudun özgürlükle yolculuğu.. bütün kara parçalarında.. afrika dahil..
tümünü göster