insanlar ne kadar birbirlerinden farklıysa, o kadar da birbirlerinin aynı. ermenistandaki işçi de, türkiyedeki işçi de benzer dertlerden müzdarip. çinli bir genç aşk acısını benim kadar içten yaşıyor. ve ben, gaz odasındaki bir yahudi kadar korkuyorum ölümden. dedim ya, birbirimizden ne kadar farklıysak o kadar aynıyız aslında.

milliyetçiliği uzun uzun tanımlamaya ne isteğim, ne de yeterli birikimim var. o yüzden kısaca tanımlayıp geçeceğim. diğer milletlere zarar vermek pahasına kendi milletinin çıkarlarını savunmak, ya da kendi milletinin çıkarlarına diğerlerininkinden daha fazla önem vermek olarak tanımlanabilir milliyetçilik. yani, aynı havayı soluyup aynı gökyüzüne bakan, aynı tarihten gelip*(*insanlığın ortak tarihi) aynı kadere giden insanların zihinlerine suni bir set çekmek, sınır çizmektir. ve kötüdür milliyetçilik. kötülüğü de anlatılamayacak kadar gözler önündedir. anlatmaya çalışırsanız, aslında o basit kötülüğün olduğundan kompleksmiş gibi görünmesine/gizlenmesine yol açarsınız. milliyetçi mantığın yarattığı yıkımı, döktürdüğü göz yaşlarını ancak gösterebilirsiniz, anlatamazsınız.

bana, ''git yunanistanda, ermenistanda yaşa. bakalım yunanlılarla ermeniler seni kabul edecek mi'' diyeceksiniz. oralarda yaşayamayacağımı kabul ediyorum. oralarda da tıpkı buradaki gibi milliyetçiler olduğunu biliyorum. ama, oralarda da tıpkı buradaki gibi milliyetçilik zehri ile mücadele eden insanlar olduğunu bildiğim için umutluyum. sanıyorlar ki, ben türk milliyetçiliğini reddettiğim için yunan, ermeni yada amerikan milliyetçiliği ile mücadele etmeyeceğim. ama unutuyorlar ki, ben milliyetçiliğe karşıyım, sadece türk milliyetçiliğine değil. zaten, ikinci dünya savaşında -bütün avrupa sağ partileri ülkelerinin anahtarlarını nazilere teslim ederken- italyan ve yugoslav partizanları, fransa ve yunanistan komünistleri milliyetçiliğe karşı olmanın nasıl bir şey olduğunu nazilere ve bütün dünya'ya göstermediler mi?

evet, insanlık çok farklı kültürlerden oluşuyor. ve bu farklılıklar bizim zenginliklerimiz. yeter ki kendimizi bir gruba dahil etme ihtiyacımızı milliyetçilikle tatmin etmeyelim. muhakkak bir gruba bağlı hissetmek istiyorsak kendimizi, insan sıfatının her türlü ihtiyacı karşılayacak kadar yeterli/yüce bir sıfat olduğunu unutmayalım.
tümünü göster