national geographicçi arkadaşlardan çok hazetmem. manüpilatif herifler nihayetinde. lakin bilmem denk geldiniz mi "inside" diye bi programları vardı bunların. bi gün kuzey kore'ye gitti bu abiler. allah'ım ne kadar da bize benziyordu. millet cehalet ve propaganda içerisinde serseme dönmüş, ulu önderlerine adeta tapınıyorlardı. işin kötüsü kimin korkudan, kimin sevgiden bu bağlılığı gösterdiğini hiçbir zaman bilemeyeceğiz.

bugün ben de onu gördüm caddede işte. lan acaba "başıma bi iş gelmeyecekse saygı duruşunda bulunmuyorum." diye düşünenler olmuş mudur? ben taksinin içinde bıyık altından gülüp yalnız ve güzel ülkemin insanlarına dair antropolojik tespitlerde bulunurken onlar o iki dakikalık acı siren esnasında akıllarından ve yüreklerinden neler geçirdiler kimbilir..

pagan kültürünün izlerini o kadar yoğun yaşıyoruz ki bilinçaltımızda tapınacak bi put görmeyelim, anında secdeye yatıyoruz. bırakınız efendim insanlar nasıl sevmek istiyorlarsa öyle sevsinler, herkes kendisine özgü ifade etsin sevgisini. evine atatürk resmi assın, göğsüne dövme yaptırsın ne bileyim. bu ucuz sovyet törenlerinden size de gına gelmedi mi gerçekten?
tümünü göster