bu ülkeden hiç bu kadar korkmamıştım! "this is madness!" ulan.

akşamdan sabaha amerikan filmlerinin kültürel empozesine maruz bıraktığım beynim henüz neler olduğunu anlayamayacak kadar uyku sarhoşuyken ufak bi çekim yaptığım ilaç fabrikasından çıkıp bi taksi çevirdim. adettendir diye " selamunaleykum." deyip oturdum. adam iyi bir adama benziyordu. "mecidiyeköy" dedim, " hay hay" dedi.

ben tam "abi sigara hala yasak mı ehueh." tarzında bir yavşaklığa başlama planları yaparken trafik ışıklarına uzak bi mesafede taksici arabayı durdurup el frenini çekti, " garchh!!" aynen böyle ses çıkarttı allah sizi inandırsın. noluyo lan demeye kalmadı adam çıktı arabadan saygı duruşuna geçti. ben hala olanları kavramaya çalışıyordum. baktım ki bütün cadde hazırolda. sirenler kafamı sikmeye başlayınca bugünün tarihte yaşanmış hangi olaya tekabül ettiğini hatırlamam uzun zaman almadı.

yalnız daha ilkokuldan böyle törenleri ektiğimden midir, yoksa başka gizli eşcinsel bi sebebi var mıdır bilemeyeceğim ama bildiğim şu ki o zamanlar insanlar bu kadar kafayı yememişti. kendimi kuzey kore'de filan hissettim abi. ne lan bu. hayır "this is türkiye ulan muğa koduğum!" diyenlerin karşısına geçme cesareti bulsam cidden bağıracaktım orada:

"this is madness!"

to be continued..
türkiye' de bu konuda pek çok insan gruplara ayrılıyor. bir kısmı atatürk' ü hatasız göstererek ona bu şekilde saygı duyulacağı görüşünde. oysa bir insanı hatasız kabul etmek ona zaten saygı göstermek değildir. insanlar 10 kasım' da, 29 ekim' de, olabilecek her türlü imkanda sokaklara bayraklarıyla çıkıyorlar. bu tabiki güzel bir şey, ancak o insanların kaçı bugünlerin dışında bir şeyler yapıyor? bir çocuk da eline bayrağı alıp çıkabilir, önemli olan bu değil. önemli olan akılda bitendir, atatürkçü görünmek için sokaklarda gösteriş yapanlar, ilerlemek, gelişmek cesaretini bulamayan insanlar. bakıyorum hepsi haykırıyor, bağırıyor, ama sonuç ne? türkiye ne kadar okuyor? eline bayrağı kapıp gelen lise ya da üniversite öğrencilerinin kaçı adam gibi kitap okuyor, araştırıyor, kendini geliştiriyor? atatürk böyle bir anmayı istemezdi. bir insandı, hataları tabi vardı, bundan doğalı var mı? atatürk' ü seven hatalarıyla da ona saygı gösterir, büyük görür.

atatürk kuşkusuz olmayacağına inanılandan koca bir zafer çıkardı. buna diyecek tek sözüm olamaz. bu yazdıklarımdan da yanlış şeyler anlaşılmasın. ben atatürk' ü seviyorum, takdir ediyorum, ama atatürkçüyüm diye sokaklarda gezmiyorum. tepki gösterilmelidir, doğru. çünkü bu ülkede her şey kötüye gidiyor artık. ve hükümet için olumlu diyebileceğim tek bir şey bile yok, olamaz. ancak tepki de böyle olmaz. yerinde sayıp, sokakta yürünmez.

bugün hakkında söyleyebileğim şeyler ise birkaç detayı geçmiyor. sabah kızılay metrosunda yürürken 09.05'te trenler 1 dakika durduruldu, insanlar saygı duruşuna çağrıldı. bunu yapıp yapmamak herkesin kendi tercihidir. herkesin sevme, sayma şekli farklıdır. ancak orada dururken kimisi cep telefonuyla oynuyordu, kimisi geçip gidiyordu. orada duran sadece 5 kişiydi, kimsenin umrunda değildi. atatürk bizden, bizim o yoğun hayatımızdan(?) 1 dakika almayı haketmedi mi? sadece 1 dakika kimsenin zamanını eksiltmezdi.
national geographicçi arkadaşlardan çok hazetmem. manüpilatif herifler nihayetinde. lakin bilmem denk geldiniz mi "inside" diye bi programları vardı bunların. bi gün kuzey kore'ye gitti bu abiler. allah'ım ne kadar da bize benziyordu. millet cehalet ve propaganda içerisinde serseme dönmüş, ulu önderlerine adeta tapınıyorlardı. işin kötüsü kimin korkudan, kimin sevgiden bu bağlılığı gösterdiğini hiçbir zaman bilemeyeceğiz.

bugün ben de onu gördüm caddede işte. lan acaba "başıma bi iş gelmeyecekse saygı duruşunda bulunmuyorum." diye düşünenler olmuş mudur? ben taksinin içinde bıyık altından gülüp yalnız ve güzel ülkemin insanlarına dair antropolojik tespitlerde bulunurken onlar o iki dakikalık acı siren esnasında akıllarından ve yüreklerinden neler geçirdiler kimbilir..

pagan kültürünün izlerini o kadar yoğun yaşıyoruz ki bilinçaltımızda tapınacak bi put görmeyelim, anında secdeye yatıyoruz. bırakınız efendim insanlar nasıl sevmek istiyorlarsa öyle sevsinler, herkes kendisine özgü ifade etsin sevgisini. evine atatürk resmi assın, göğsüne dövme yaptırsın ne bileyim. bu ucuz sovyet törenlerinden size de gına gelmedi mi gerçekten?
başıma bir iş gelmeyecekse dün saat 9u 5 geçe bırak saygı duruşunda dikelmeyi, naptığımı bile hatırlamıyorum. 10 kasım denilince aklıma ilk gelen ve de hep gelecek olan imge, meydandaki atatürk heykelinin başına nöbetçi koyulan, soğuk havaya rağmen üzerlerine bir hırka bile giydirilmeyen küçük ilköğretim öğrencileridir. soğuktan titrerler ama bu yüce (!) görevden asla taviz vermezler. hazırol vaziyetinde sabahtan akşama kadar bi rheykelin başını bekleyen küçücük çocuklar, bunu neden yaptıklarının farkında bile değiler malesef.
atatürkçülüğün anlamını heykeli başında nöbet tumak, resminin karşısından geçerken hazırola durmak, imkanı olan için (hac niyetine) arada bir anıtkabire gitmek, sabahları okul bahçesinde şahsına bağlı kalınacağı yönünde büstüne and içmek olarak öğrenen bu nesil ya körü körüne kemalist olur ya da atatürk düşmanı.
atatürk'e put muamelesi yapıyorsunuz denildiğinde zoruna gider bir kısmın. meydanlarda birileri "sen adı konulmamaış bir peygambersin" diye şiir okuduğunda gelen tepkileri bile atatürk düşmanlığı olarak kabul eder bu kesim. atatürkçülük , mustafa kemal'in fikirlerine, yaptıklarına sahip çıkmak değil, mustafa kemal'in kendisine ve laiklik ilkesine sahip çıkmak oldu bu günlerde. atatürk'ü ve atatürkçülüğü farklı organlarıyla anlayan bir milletin 10 kasım "kutlamaları" da ancak böyle olur.
kutlama kelimesi de bilinçli yazılmıştır tarafımdan. 10 kasım sabahı bütün kanallardaki dandik müzik eğlence şeyleri sözde ata'nın sevdiği şarkı/türkülerle tam gaz devamdı. biz evvelden ölünün arkasından kuran okur dua ederdik. laikliğe karşı diye ata'nın ruhuna bir fatiha okuyan yok şimdilerde.
lafın boku çıkmadan bitirmek lazım. velhasıl, 10 kasım birilerinin siyasi propagandası olarak tüm yurtta "aman ormancı" ve "çanakkale içinde vurdular beni" türküleriyle, 7-10 yaş çocuklarının, ayazda heykel nöbetleriyle kutlanmıştır. hayırlı olsun.