türkiye' de bu konuda pek çok insan gruplara ayrılıyor. bir kısmı atatürk' ü hatasız göstererek ona bu şekilde saygı duyulacağı görüşünde. oysa bir insanı hatasız kabul etmek ona zaten saygı göstermek değildir. insanlar 10 kasım' da, 29 ekim' de, olabilecek her türlü imkanda sokaklara bayraklarıyla çıkıyorlar. bu tabiki güzel bir şey, ancak o insanların kaçı bugünlerin dışında bir şeyler yapıyor? bir çocuk da eline bayrağı alıp çıkabilir, önemli olan bu değil. önemli olan akılda bitendir, atatürkçü görünmek için sokaklarda gösteriş yapanlar, ilerlemek, gelişmek cesaretini bulamayan insanlar. bakıyorum hepsi haykırıyor, bağırıyor, ama sonuç ne? türkiye ne kadar okuyor? eline bayrağı kapıp gelen lise ya da üniversite öğrencilerinin kaçı adam gibi kitap okuyor, araştırıyor, kendini geliştiriyor? atatürk böyle bir anmayı istemezdi. bir insandı, hataları tabi vardı, bundan doğalı var mı? atatürk' ü seven hatalarıyla da ona saygı gösterir, büyük görür.

atatürk kuşkusuz olmayacağına inanılandan koca bir zafer çıkardı. buna diyecek tek sözüm olamaz. bu yazdıklarımdan da yanlış şeyler anlaşılmasın. ben atatürk' ü seviyorum, takdir ediyorum, ama atatürkçüyüm diye sokaklarda gezmiyorum. tepki gösterilmelidir, doğru. çünkü bu ülkede her şey kötüye gidiyor artık. ve hükümet için olumlu diyebileceğim tek bir şey bile yok, olamaz. ancak tepki de böyle olmaz. yerinde sayıp, sokakta yürünmez.

bugün hakkında söyleyebileğim şeyler ise birkaç detayı geçmiyor. sabah kızılay metrosunda yürürken 09.05'te trenler 1 dakika durduruldu, insanlar saygı duruşuna çağrıldı. bunu yapıp yapmamak herkesin kendi tercihidir. herkesin sevme, sayma şekli farklıdır. ancak orada dururken kimisi cep telefonuyla oynuyordu, kimisi geçip gidiyordu. orada duran sadece 5 kişiydi, kimsenin umrunda değildi. atatürk bizden, bizim o yoğun hayatımızdan(?) 1 dakika almayı haketmedi mi? sadece 1 dakika kimsenin zamanını eksiltmezdi.
tümünü göster