kıskançlık bir garip duygu. rengini hiç belli etmeden işliyor taa derinlere. anlamıyorsunuz sizi sevkettiği durumları. bir girdap gibi peşine takıldığınız düşüncelerin ardından öyle soru yumakları, öyle teoriler kuruyorsunuz ki kendinizden çıkıp başka bir gözle baktığınızda düşüncelerinize, düşündükleriniz için dehşete düşebiliyorsunuz. kıskanç insanın bu duygusunun temelinde aldatılma korkusu yatmakta şöyle durup düşünürseniz. güven duygusunun zayıflığı neden oluyor sanırım buna. kıskanılmak güzelde, kıskanan olunca biraz tadı kaçıyor işin *(*hep banacı benlik) *(*ne pis insanım ben)

bazen arkadaş ortamında bir konu hakkında konuşurken kesin yargılara varmak hakkında kesin yargıya vardığımız durum ya da konuyu etkiliyor sanki. yani üzerinde ne kadar kesin yargılara varırsak o kesinlik kayboluyor. mesela dün bi arkadaşımla bir otobüs seferinin sıklığı hakkında konuştuk, 'ya 10 dakka da bi geçiyor bineriz gideriz rahat rahat, hem boş olur' gibisinden ikimizde pozitif yaklaştık duruma. ama iş pratiğe döküldüğü zaman böyle olmadı. 25 dk otobüsü bekledik ayrıca çokta kalabalıktı. bizim bindiğimiz otobüsü de arkadan gelen aynı seferin otobüsü geçince daha da bi sinir olduk ayrıca. kesin yargıya karşıyız efendim.

varsayım üzerine bir üst paragrafta baya bi laf döktüm ama halen içimi rahatlatamadım. efendim, bilirsiniz(nereden bilecekseniz)(bende işte) ben yolculuk esnasında müzik dinlemeye bayılırım. yani ayrı bi haz verir o dinlediğim her zamanki müzikler. öyle sevdiğim şarkılardan oluşan bi playlist hazırladım mp3 çalarımda, güzel güzel dinleye dinleye gidiyorum genelde. ama bazen öyle şarkılar oluyor ki bitmesin istiyorum. heh işte tam o şarkıları dinlerken genelde mp3 çaların şarjı bitiyor. sinir oluyorum. şarjı bitmeyen bi cihaz icat edicem nihayetinde o olacak.

heh bi konuya daha değinmek istiyorum, şu an içinde bulunduğum mevzu. bu yazıya başlama saatim içinde bulunduğum andan nereden bakarsanız bakın iki saat öncesi. yazdığımda hiçbirşey yok baktım da şu an.. yani nedemek oluyor bu, iş yerinde yazı yazmak bazen işkenceye dönüşebiliyor sizin için. ne zaman yazıya devam etmeye kalkışsanız müşteri geliyor (al geldi bitane daha). (kovdum gitti) müşteriyi yolladıktan sonra konuya bir daha konsantre olmak pek güç, o an düşündüklerinizi bir daha yakalayamayabiliyorsunuz.

şimdi yazmaya başladığım anın üzerinden baya bi süre geçtiği için büyük ihtimalle beni offline etti site. bu şekilde çok yazım gitti sayın okuyucum inanın, böyle yazıyorum yazıyorum hayvan gibi. üstelik sayfada yazıyorum her hangi bi yazım programında değil (adetim böyle), sitede offline gözüktüğüm için kaydet butonuna bastığımda 'laneth seninle olsun' uyarısı geliyor. buradan yönetime sesleniyorum, bu duruma bi el atalım değineyim istedim. önce kopyalayayım şu yazıyı (rezil bi yazı oldu ama napalım)sonra da ekleyeyim. *(*bu da böyle bi yazı oldu)

edit : ben tanıyorum abi malımı, iyiki kopyalamışım yazıyı *(*pis sırıtan mor şeker smileyi)
tümünü göster