hayatıma hoşgeldin!

bunu ilk gördüğümde hissetmiştim. ama hissetmek... bilirsin, güvenilmezdir. çünkü duygudur. sarsak, güvenilmez duygular! ukala düşünceler onları nasıl da beceriksiz bir fahişe olarak pazarlar bize.

oysa ilk düşüncelerim güvenmemem yönündeydi. gözlerinde fırıl fırıl dönen şey, hani şu zeka parıltıları. konuşurken ne söylediğin önemli değildir, çünkü herkes birşeyler söyleyebilir. söylenen herşey zaman sonra gerçekliğini bulacak ya; bu yüzden konuşurken aslında kaç kelime kullandığımı saydığının farkındayım.

ilk izlenimden sonra seni biryere koymam gerekti. çünkü farklıydın. ben koymasan ortada kalacaktın. ama hayatımda ilk kez biri bana ancak içli köftem olabileceğini söyledi. hem de ciddiydi. seni yenilecekler bölümüne koydum bebek, güvendesin.

analiz yapmam gerekirse -ki gerekmiyor- insanları; hayatıma giren insanlar, çıkıp girenler, çıkıp girip bi daha çıkanlar (bu ikincisi s..r olup gitmektir) olmak üzere üçe ayırabilirim. ama çenemi düşürüp bana gece gece kendimden başka kimseyi ilgilendirmeyen şeyler yazdıran biri için diğerlerinin kullandığı kapıları kapıyorum. girmediğin için çıkamayacaksın.

aslında kalmış yemekleri severim. yanık yemekleri de... en çok tatlıları; aşureyi, havuçlu keki, karamelli dondurmayı severim. acıktığımda ise canım bayat ekmeğin içine zeytin koyup yemek ister.

seni ilgilendirmiyor ha! 'haklısın.' bu kelimenin bendeki anlamını söylemeliyim sana: söylediklerinin devamiını dinlemek istemiyorum. söylediklerinin hiçbirine inanmıyorum, kes artık.

yağmur sesinin dinlediğim halde romantik takılamadığım bu akşam, bir saat fazla uyuyacağım düşüncesiyle sabahlayacağım. sarhoş değilim. uykum da yok. erken kalkmak zorunda olmadığım bir sabahım var sadece. mutluyum yani. o uyanmayacağım sabaha kadar, bildiğim tüm kelimeleri cümle içinde kullanabilirim. kendimi anlatabilirim. söylediklerime güvenme. bir tek şeytan hakkında söylediklerim doğrudur. buraya yaran msn diyalogları, nickaltılar, nota analizleri, methiye düzmeceler yazmıyorsam 'bunları' yazma hakkım var. şeytanla çok uğraştığım için mi haytımın ortasına düştün sen? anlattığın hikayeleri dinlerken 'kesin şizofren, hayır bir dahi, hayır şizofren diye 'geçiriyosun' aklıma... aklımın ırzına geçiyorsun. ben de bu piçleri doğuruyorum. hala doğurabiliyorum. hala...

bitmez. istersem bitmez. bu sandık benimken ve zaman denilen bir vakum cihazım varken, bu sandık dolmaz. istersen içine girip de geçmişimi ezme. eskiler her zaman kıymetlidir benim için. hhala olmamışken, geçmişime ortak olma.

bitmeyebilir, inanıyor musun? bana söylediklerinin arkasında mısın hala? hayır de. yoksa devam edeceğim.
evet mi?
..
...
...
estesdighem *(*ez te hezdikhem) o halde.
tümünü göster