günümüz toplumsal normlarında yalnızlık bir lükstür. imkanı olan kişiler bu yalnızlık denilen olgunun tadını çıkartabilirler.

iyice hayatımıza tecavüz eden gsm teknolojisi, izahattansa götünü yırtmayı tercih eden ve basbas bağıran ben burdayım korosu ve o yapıyor ben yapamıyorum o halde ben onun yaptığını bozacağım huzurunu kaçıracağım soloları, saygısız, terbiyesiz, çimentosu göğü değen, toplu konut denilen konserve kutularında yalnız kalamaz insan.

dünya üzerinde ne yaık ki nüfus çoştukça çoşmuş ve dünya daha dinhin daha az nüfuslu ile kalabalıklaşmıştır. daha bundan 7-8 sene önce sabahın en azından 2-3 dakikalık bomboş görebileceğiniz boğaz köprüsü şimdilerde sabahın köründe gecenin 3'ünde bile stadyum gibi kalabalıktır.

insan çok yer azlığından dolayı şöyle diyebileceğiniz kafanızı dinleyebileceğiniz ıssızlık artık lükstür.

yalnızlık ve sessizlik dehayı besler.

ama sessizliğin ve yalnızlığın bile kaybedilmesi varolan dehayı aşındırır ve yok eder.

bu aşındırma kişilerin huzursuz, tatminsiz ve de sonucunda ben yapamadım o da yapamsıncılığa cephesine yollatır.

kim ömrü hayatı boyunca mobilet patpatları ile yaşayıp mozart olabilir?

olamaz ve o yüzden dolayı insanlar yalnızlıklarını bile kaybettikleri için bu dehasız, kelek, kral tv gibi banal osuruktan teyyare elektronik bağlama devr-i devranı yaşıyoruz.
tümünü göster