ruhunu özgür bırakmaktır affetmek.

o kadar uzun yıllardır yaşıyorum ki hayatı, bazen bir asır geçmiş gibi geliyor yorgun bedenime. sonra dönüp bakıyorum ki bırakın asırı yarısına bile ulaşmamışım. bu kez şaşırıyorum. madem bir asırdır yaşamadım nedir bedenimdeki bir asırlık yorgunluk diyerek sorguluyorum yaşadıklarımı. bakıyorum ki yorgunluklarımın nedeni; ihanetler, hak edilmemiş davranışlar, bunları sürekli zihnimde tekrar tekrar yaşamam olduğunu fark ediyorum.

yaşananların yorgun düşürdüğü bedenimi hafifletebilmek için son on yıldır çözüm yolları arıyorum. tıpkı balonun hafifleyip yeniden gökyüzüne yükselebilmesi için kum torbalarını teker teker atması gibi anılarımda affedemediğim kişilerle hesabımı kesiyorum. yıllardır nasıl intikam alabilirim diye veya canımı acıtanların canını acıtma planları yaparken yorulmuşum meğer ben. madem ben yorgun argın yaşamıma devam ederken onlar hayatlarına gülümseyerek devam edebiliyorsa ben niye yaşananların ağırlığını taşıyıp kendime işkence edeyim ki.

hesabımı kesip affediyorum. öyle hafifliyorum ki gülümsediğimi fark ediyorum yeniden hayata. ilki çok zor oluyor. affettiğimde kendime ihanet edeceğimi sanırdım. ne kendime nede yaşananlara sırtımı dönmeden hesabımı kesebiliyorum artık ve fark ediyorum ki affettikçe hafifliyor, hafifledikçe büyüyorum.
tümünü göster