bu kadar kolaymış demek kadar kolaydı oysa
ama o'ysa zaten yalnızdı; sustu.
alabildiğineydi yalnızlığı; yüksek alım kapasiteli kalabalıkların içinde kalakalmışlıktı
olabildiğinceydi suskunluğu; alçak tavanlı odaların içinde yerden yüksek tavandan alçak bir oluşumdu
mutlak bir muğlaklık yaratılmıştı o'nun için, bunun için secdeye kapandı
bedenin oluşturduğu köprüden bedeli ödenmiş gözyaşları aktı
her biri kendi yatağında saf saf gözyaşları, geçtikleri yerlerden kopardıkları avuntuları bırakıp kurudular aniden
artık köprü olmanın da anlamı kalmamıştı; yıkıldı
ayağa kalktığında yaratılan yaratanını çoktan yok etmişti; varoluş yokoluşuydu
yokluğun varlığı varlığın yokluğuyla doğmuştu
yeni doğanı beslemek lazımdı
kollarında bacaklarında biriken avuntuları topladı ve onu doyurdu
lazımlık alışkanlığını bırakması için kendi birikintilerini oluşturacak akıntılara ihtiyacı vardı ilk ölümlünün
tüm o yokoluşu onca anlattı ama o'nu duymadı
bu kadar kolaymış demek kadar kolaydı oysa
ama o'ysa zaten yalnızdı
sus'tu.
tümünü göster