tam uykuya dalarken yaşadığı "içi geçmiş"liği, uyanırken de yaşadı. yağmurun sesini duydu. saçaktan çıplak betona düşen sesi. gözlerini açmadan bir süre daha devam etmeye çalıştı uykusuna, biraz daha kovaladı gördüğü rüyayı. aklından eklemeler yaptı, dilediği gibi şekillendirmeye başlarken sıkıldı. böyle yaşamanın bir anlamı yoktu ki! başına ne geleceğini bildikten, bütün ipleri elinde tuttuktan sonra...

gözlerini açtı. rüyadaki imgeler yerlerini gerçek eşyaya bıraktı. oda loştu. saati tahmin etmeye çalıştı. hava kapalı olduğu için başaramayacağını anlayıp vazgeçti. yağmur şiddetlenir gibi oldu. taşa ve metale değen yağmur sesi birbirine karışıyordu: yağmur damlaları koral senfonisi. sol tarafına dönüp sol ayağını yere doğru uzattı. terliği 'el yordamı' ile buldu ayağı. sonra bedenini hafiften doğrultup, öteki ayağına da aynı emri verdi beyniyle. ayaklarını sürüye sürüye lavaboya gitti. gözlerini tam olarak açmak istemiyordu. aynaya yaklaştı. sonra ne mi oldu?

(bkz: #3289)
tümünü göster