kapı çaldı. kapı çalmaz, çalınır. kendiliğinden ses çıkarmadığına göre... kapı çalındı. ben çaldım. o çaldı. ne önemi var kimin çaldığının? kapımız çalındı. benim avlum sen, senin avlun benken; hangimizin kapıyı çaldığının ne önemi var? hoşdöndün. hoşgördüm efendim. tam da madam'ın açık penceresinden münir nurettin selçuk şakıyordu: "gittin de bıraktın beni aylarca kederde/ mehtap oluyordun bana ıssız gecelerde/derman olur ancak dönüşün, bizdeki derde..."

döndük işte. birbirimize. hayyam'ın dedikleri ne uyuyor şimdi ha:
"sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
iki başımız var, bir tek bedenimiz.
ne kadar dönersem döneyim çevrende:
er geç baş başa verecek değil miyiz?"

döndüm. sırtımı acı ezgilere, sadece seni dinliyorum. bir deniz gibisin bende. sakla beni derinliğinde. "aşkımızın, sevgimizin üzerinden/sene geçti, mevsim geçti, ay geçti." ben hiç geçmedim.

demek isterdim. diyemedim. kapı çalındı. aç(ıl)madı.
tümünü göster