arthur rimbaud'un ''şairlerin tanrısı''; jean paul satre'nin ise ''o gelmiş geçmiş en iyi şair'', dediği çılgın fransız. sembolizmin ve modern edebiyatın mihenk taşı; tanrısı olarak kabul edilir.

6 yaşında babasını kaybetmiştir. annesi yeniden evlendiğinden annesinden nefret eder. çılgındır biraz. üvey babasına kendini dövdürttükten sonra annesinin kollarına atılır, acı çekmesini sağlar; ve başarır da.. kopuk bir yaşam sürmüştür. 1846'dan itibaren yazdıklarını les fleurs du mal'de toplayacak olan bu çılgın adam, 1847'de allan poe'nun metinlerini fransızcaya çevirir, bir süre öyle takılır. 1848 yılında devrimci abilerin yanında yer alır. ve artık zamanı gelmiştir o değeri yıllar yıllar sonra anlaşılacak kitabının basılmasına. 1857 yılında basılır les fleus du mal; lakin kitaptaki bazı şiirler genel ahlaka uymadığından hakkında dava açılır. ayrıca theophile gautier' ithaf ettiği bu kitabını, gautier beğenmemiştir: dallama işte.

gençliğinde frengiye yakalandığını bilse de, o metresi ile yatacak kadar kopuk bir adamdır bu. en iyi kitabı elbette ki les fleurs du mal'dir, lakin le spleen de paris'i de es geçmem.

son diyeceğim şudur: ''sarhoş olun.''
tümünü göster