bir kadın, sevgilisini öldürtmek için kiralık bir katil tutmuş ve fakat bu katil, sevgilisinin ahbabı çıkınca gayet tabii katletmemiş adamı. sonra da kadın soluğu karakolda almış ve 25 bin yetele verdiğini ama karşı tarafın üzerine düşen vazifeyi ifa etmediğinden dem vurmuş. dinsizin hakkından imansız gelir sözü cuk oturuyor aslında hadiseye.

hukuken kadının durumu ilginç geliyor. fakültede verilen en ekstrem örneklerdi bu gibi örnekler. medeni hukuka göre, ahlaka veya kanuna aykırı bir iş yapılması uğrunda karşı tarafa bir şey veren kişi; karşı taraf edimini yerine getirmediğinde o şeyi geri isteyemez. borçlar kanunu'nun 19 veya 20. maddesinde filan da açıkça yazar bu kural.

o bakımdan kadının boşuna para peşinde koşması anlamsız. peki ceza hukuku bakımından ne görünüyor? savcılık bu durumu bir çeşit itiraf olarak görür veya gazete haberlerini ihbar kabul ederse; kadın cinayete azmetmeye teşebbüsten; kiralık katil de cinayete teşebbüsten yargılanabilir. ancak ben hakim olsam; ortada henüz teşebbüs değil 'hazırlık hareketleri' olduğundan sanıklara ceza vermezdim. yine de tartışmalı bir konu tabii.
tümünü göster