eskiden, biri için emr-i hak vaki olduğu zaman tüm mahalle, köy, kasaba ortak bir yas havasına girer, iki üç gün neşelenmek nedir unutulurdu. arada ufak düşmanlıklar olsa bile insanlar ölümün buluşturduğu davete beraberce katılırlar, zaman ölünün toprağını kuruttukça hayat normal seyrine dönerdi. çok uzun bir geçmişim olmamasına rağmen bunu benim de müşahede ettiğimi söyleyebilirim. ne var ki şehir hayatının soğuk yüzü artık ölümü de dikkatli zihinlerimizden silip götürdü.

bir cenazeye gidin. insanların tabuta nasıl boş gözlerle baktığını; kimisinin namazın bir an önce kılınıp da işine gücüne gitmesini istediğini bu yüzden sayısız kez saatine baktığını görebilirsiniz. herkesin ölümle ilişkisi hayatta takındığı tavra göre değişiyor. herkesinki farklı farklı. yoldan geçen bir cenaze arabası, tıpkı yaşayan insanların kullandığı araçlar gibi trafiğe takılabiliyor; kimse umursamıyor; durup da düşünmüyor. o cenaze arabasını gören bizler, bir an bekleyip de gözlerimizi seğirtemiyoruz.

her ne kadar eski günlerde olduğu gibi göze batmasa da ölüm her zaman galip geliyor.
tümünü göster