1 mayıs 2008

bugün yeni şeyler öğrendim.
biber gazı ve göz yaşartıcı bomba aynı şeymiş(ben farklı sanıyordum). biber gazı göz yaşartıcı spreylerin içinde bulunan gazmış. insanı deli gibi öksürtüp hiç bitmeyecek sandığı bir tensel, solunumsal yanma sürecine sokuyormuş. limon bunlara iyi geliyormuş.

merak öğrenmenin en kolay yoludur. bunu bir kez daha anladım. beşiktaş üzerinden ulaşabileceğim noktaya olayların olduğu mecidiyeköy'den gitmemin sebebi meraktı. kendini bir anda kaosun tam içinde bulurken 'ben masumum polis abi ben buradan geçip giden vatandaşım' demek bir fayda sağlamıyormuş. merak kötü bir şeymiş. her şeyi bilmek gerekmiyormuş.

insan arkasından biri kovalayınca kaçıyormuş. kovalamanın muhattabı olmasa da. (hergün geçip gittiğim yollardan polis tarafından kovalanarak geçmek renkli bir anı olarak kalacak.)

bazen apolitik takılmak aklına mukayyet olmak açısından en iyi çözümmüş. pis faşistler tarafından binada alıkonulan inatçı anarşist emekçiler tarzında cümleler kurulmaması için '`kim haklı?`' diye sormamak lazımmış.

ben korkağın tekiymişim. bir amaç uğruna düzene kafa tutamazmışım. yollar kapalı, kaos yaşandı diye rahatı bozulup homurdanan; biber gazıyla sindirilebilen halk çoğunluğunu üyesiymişim.

sonuç:
1-amaçları uğruna savaşabilen insanlara saygı duyuyorum.
2-kendilerine verilen görevi sabırla yapan -sabrı taşmayan polisleri- takdir ediyorum.
3-at iziyle it izinin birbirine bu kadar kolay karışmasından endişeleniyorum. emeğe kurşun sıkan tarafla, emeği savunduğunu iddia edenlerin emek için omuz omuza savaştığını görüyor ve şaşırıyorum.
4-bu bayramı,taksim'e çıkışı engelleyenler kadar, bayram yapmaktan çok savaş yapmaya meraklı insanlarında sabote ettiğini düşünüyor, analiz yeteneğima hayran kalıyorum.
5-güneşli ve pırıl pırıl bir 1 mayıs gününde davullar eşliğinde özgürce halay çeken gerçek emekçileri izlediğim bir bayram hayal ediyorum.

kafam çok karışık günlük...
tümünü göster