hemen hemen herkes bir futbol takımına ya gönülden bağlıdır, ya sempati duyar, ya da ne bileyim laf olsun diye tutar. bu durumun fanatiklik derecesine vardığı insanları hep merak etmişimdir, nasıl olmuş, ne olmuş ta kendisini böylesine ait hissetmiş yanyana gelen iki renge.. küçükken babası çekmiştir bi kenara bak fenerli olursan akülü araba alırım demiştir, dayısı girmeye çalışır bu sefer kanına, cimbomlu ol babanın verdiği harçılığın beş katı diye sözler vermiştir, amcaoğlu gelir sonra erkek adam beşiktaşlı olur falan filan der..(burdaki çocukcağız kızsa kafalar daha da karışır, hm heralde erkek adam olmak iyidir)..ama takım tutmanın çok önemli bir şey olduğu artık bilinçaltındadır. öyle böyle biri olucak işte.. çocuk biraz üçkağıtçıysa, bi de dönek damgası yemeyi önemsemiyosa, etrafını çeviren manyak taraftarların her birine ayrı rol oynar. verilen sözlerden bir güzel faydalanır. benim şahsen küçüklüğümden beri tutmadığım takım kalmamıştır hehe. ha ama şimdi içlerinden birine sempati duyuyorum en azından. o nasıl oldu o süreci hatırlamıyorum. neden o takımda karar kıldım acaba..

hiç kimsenin etkisi altında kalmadan, kendi iradesiyle bir takımı destekleyenleri ise takdir ediyorum. bu kişiler genelde gönülden bağlı oluyor gözlemlerime göre. yense de yenilse de yanında olmak, 90 dk. içinde ruh halinin tavan yapması veya çökmesinin an meselesi olması, tribünde sesin kısılana kadar bağırmak, sayıp sövüp küfür de etsen, dışarıya karşı toz kondurmamak..tüm bunlar güzel şeyler sanırım.. duygulandım.
tümünü göster