gönülden bağı olmayanların her gün küfürler yağdırdığı; boğazın içinden geçen;

"kadını keskin bıçak,
taze kan gibi sıcak" şehrim.

trafikmiş, keşmekeşmiş, hayat pahalılığıymış, insanların samimiyetsizliğiymiş, kurtlar sofrası imiş, umrumda mı?
ben, en hoş ve uzun rüyada yaşıyorum; sende çok yıl yaşadığım, sende öleceğim ve sende yatacağım için.

sana yükseklerden bakıp, içkinin uyuşturduğu aklımdaki en katıksız esrarı paylaşmadım mı senle? sen benim, zaman mekan aşıp geçmiş sevgilim, değil misin?

insanlar, seni yok etmek için ellerinden geleni ardına komasınlar istanbul!

seni, yeryüzünden silseler bu gün ne değişir? yaşanmışlıklarımızı, sokaklarına sinen çocukluğumu, her yağmurla toprağına inen hatıratımı silebilir mi bu? ben ki vefakar, ben ki hatırlamayı bilmez, zira unutmaz... söyle seni nasıl silerim aklımdan?..
bu şehir sigara gibi...

insan başka bir şehirde kendine bu kadar zarar veremez sanırım.

sigara hem içeni zehirler hem de etrafta bulunan içmeyenleri. yani hem sigara mecbur olanlar, hem de zarar görmememesi gerekenler zarar görür.

bu şehirde yaşamakta böyle. bazıları mecbur. yaşamak için bu şehire mecbur. kalkmış gelmişler öz topraklarını bırakıp. hayata tutunmak için. zehirleniyorlar her bir çırpınışta. yaşıyyorlar ama, nasıl ? yaşamak denirse.

bazıları da bu şehire mecbur değil, bu şehiri yaşamak için buradalar. ama bir şekilde zehirleniyorlar naparlarsa yapsınlar. güzelliklerinin yanında çirkinliklerine de mahkumlar. göz yumamıyorlar.

bu şehir ömürden ömür çalıyor.
bilmem nasıl anlatmalı, nasıl etmeli.. gözlerim hep kapalıydı ne zaman gitsem bu kente.. bir yerlerde bir acı yaşanıyordu ve ben o anda kendimi burada buluyordum.. bir şey var çeken beni ama dedim ya bilmem nasıl anlatmalı ne demeli.. müzik çalarım sanki bilerek yapıyor.. boğazdan geçiyorum.. bir müzik çalınıyor kulağıma.. "önce kuş olduk.. uçtuk semada..." ardından müzik çalarım bir kıyak daha yapıyor.. "istanbulu dinliyorum gözlerim kapalı.. önce hafiften bir rüzgar esiyor.." of ulan diyorum of.. iliklerime kadar işliyorum istanbulu.. çamlıcadan izliyorum en çok.. kulağımda yine müzik.. "yarim istanbulu mesken mi tuttun.. gördün güzelleri beni unuttun aman".. işte diyorum benim aşkımı elimden çalan şehirdeyim.. ve ben hala deli gibi bu şehirde aşkımı yaşamak istiyorum.. bir filmde (belki de çok filmde) vardı..
-sen mi büyüksün ben mi istanbul?
tabi ki sen büyüksün istanbul.. eziliyorum güzelliğinin karşısında..

edit: istanbul.un bir de dönüşleri vardır.. ve fonda bu sefer tek bir parça çalınır.. "cigaramı sardım karşı sahilde.. yaktım ucunda acıları.."