hayatı yaşamaktansa kazanmaya endeksleyen kişi, kişiler ve toplumlar bir zorunluluklar ağına düşerler. sabah kalkmak dişleri fırçalamak, ütü yapmak, patrona şakşak çekmek, para biriktirmek, salak telefon reklam mesajlarını okumak, karşıdan karkışa geçerken allah allah diyerek depar atmak vesaire....

insanlar zorunluklara bağımlı olduklarında ve bunları alışkanlık yaptığında ise yaşam katmerli üfunete boğunur.

iyi yaşamak için üniversiteye mi gitmek zorundasınız? iyi yaşamak için emekli maaşı alabilmek götünüzü yere çakarak yaşamak zorundasınız? gönlünüzce şöyle bir yürüyüşe çıkmaktansa işe erken gidicem diyip eve haps olmak zorunda mısınız?

bal gibi zorunda değilsiniz. çünkü bütün bunlar çevrenize ve size yutturduğu zeytin yağsız dolmalardır.

o vakit atın dolmaları çöpe gönlünüzden geçeni yapın.

ölümden korka korka yaşasan ne cıkar?