vücutları sadece sinirden müteşekkil yeni yetme yazarlarımızın içine düştüğü dipsiz kuyu, kendilerini bıraktıkları bir büyük uçurum bu. bütün noktalama haklarını nida'dan yana kullandıklarından olsa gerek, uçurumun kenarında bitiveren ağaca takacak bir çengelleri *(*soru işareti) de yok ellerinde.

has türkçesi, "ünlemi pişman etmek" demek. nasıl oluyor peki bu?

"sakın bir daha böyle yapma!!!!"
"dün böyle söylemiyordun ama!!!"
"defol, artık seni istemiyorum!!!!!!!!!!!!!!!!!"

eh, yeter ama artık. ünlem, sadece bir kere kullanılır. altındaki nokta cümlenin bittiğini, kendisinden sonra bir noktalama işareti gelmeyeceğini işaret eder. hatta, seslenme, dikkat çekme anlamı içermeyen cümlelerin sonuna sıklıkla ünlem koyulması okuyucuyu sıkar. "demek ki bu yazar, yapmak istediği vurguyu kelimelerine yükleyecek kadar yetenekli değil, vurguyu noktalamayla yapmayı alışkanlık edinmiş" izlenimi yaratır. kısacası hoş değildir.

otuz tane ünlem koymakla, bir tane ünlem koymak arasında fark yoktur. tabii ilkinde türkçe kurallarını alt üst edersiniz, orası ayrı.

düşüncelerinizi noktalama işaretlerini kötüye kullanarak ifade edecekseniz, kullanacak kelime bulamıyorsanız, yazmayın kardeşim!!! zorla mı yazdırıyorlar anlamadım ki!!!!