çocuğu yere düştüğünde aklı başından gider annelerin. sen çok mu anne oldun, ner'den biliyorsun demeyin, venezüella'ya da gitmedim ama o ülkenin varlığından haberdarım. hah işte, annenin aklı başından gidince ne yaptığını da bilemiyor haliyle. çocuğa bir şey olmamasına o kadar seviniyor o kadar seviniyor ki, birdenbire kendisini fatih terim, çocuğunu da müfit erkasap zannedip girişiyor.

tam 20 sene önceydi. bir pazar sabahı mahallede oyun oynarken üç çocukla tartışmaya başladık. itişme kakışma derken yumruklar da konuşmaya başladı. sayısal olarak üstünlüklerini skora da yansıttılar tabii. zopayı yedim bi' güzel. ağlaya zırlaya eve gittim. kapıyı peder bey açtı:

-ne oldu oğlum, ne bu hal?
+böhü, baba üç kişiydiler ya, ikisini dövsem öteki vuruyor (oha yalana bak)
çattt (bir tokat da babadan yedik)
-bir daha sakın dayak yiyeyim deme. yediğin zaman da ağlama. ağlasan da bunu bana gösterme, benden yardım dileme. kendi başında ayakta durmayı öğren.

işte sonuç olarak close2death'in söylediği yere geldik, ama kulağımızı dolandırarak mı tuttuk ne? yoo, bence gayet iyi oldu, hatıralarımı tazeledim.
tümünü göster