ilk evvela türkiye cumhuriyeti başbakanı recep tayyip erdoğan ile arasını iyi tutması gereken federasyonun kısa sürede adını uefa'ya ve fifa'ya tescilletmesi gerekmektedir. bunun aksi olursa eğer maçlar sadece selimpaşa'daki halı sahayla sınırlı kalır ki, nou camp'da futbol oynamak sadece rüya olur. bu durumda ronaldinho denilen sözüm ona futbolcu bozması ve messi denilen sabi karşısında perfetto diye bir sağ bek (duruma göre sağ haf, playmaker, forvet, kale arkası kamerası, jimmy jib, top toplayıcı, basın sorumlusu, koruma amiri, güvenlik müdürü, tüpçü, sütçü) bulamaz, dünyaya madara olamaz. onun için evvel zaman içinde bu sorunun ortadan kaldırılması gerekmektedir.

taylor raporu'nu esas alarak düzenlenmesi gereken lanethli turkcell süper ligi'nde yukarıda belirtilen takım kısa sürede küme düşer, iki aya kalmaz kendini fesheder. mesele kalecilerin bu denli fazla olması değil. oyunun bütün yükünü götünü kaldıramayan hem de kaleci oyuncu mevkiinde görev yapan aqua'ya yüklemektir.

inanan futbolcuların neler yapabildiklerini gören bir çift göze sahip olan ben, durumdan pek de umutsuz değilim açıkçası. 3 futbolcuyla bu gemi yürür arkadaş. mesele inanmak, inanmak, inanmak!
tümünü göster