geleneksel sonbahar kış depresyon şenliklerine üçüncü sıradan giriş yaptım bu sene, yükseliş devam ediyor, ipi göğüsleyeceğime inanıyorum. kararıyorum bir güzel ve dokunduğum, konuştuğum her şeye, herkese bulaşıyor. dünyadan mı bana akıyor, benden mi dünyaya belli değil. herkes bir diğerinin ötekisi, her ötekinin cehennemi öbürü. sartre kendinin de diğerlerine başkası olduğunu varsaymış mıydı acaba? neyse derdimiz o değil, tamamiyle dopamin. bu dopamin denilen zıkkım, her alışkanlığın yuvası. kendi kendine var olan bu şey, salgı diyen de var farklı farklı adlandıran da var, her ne naneyse işte, bir kere zevk alabileceği bir terane bulmasın, onu arıyor sürekli. beynin kodlamasında var olan genetik yapı icabı o şeyden alınan hazzı hafızasına kazıyor ve alışkanlık edinilen şeyin gereksinimini hissettiriyor yoksunluk anında. artık siz bir sigara içicisiniz, alkoliksiniz, seks bağımlısınız, internet tutkunusunuz, ya da aklınıza ne gelirse o şeyin bağımlısısınız. doğal yollardan salınan dopamin etken madde sayesinde onsuz var olunamaz hale geldiğinde sürekli o şeyin yaptığı etkiyi hissetmek istiyorsunuz ve doz aşımına giderek sınırları zorluyorsunuz. bukowski ve bende de bu alkol, ne inkar edeceğim anasını satayım. hayatıma anlam katıyor veya katlanılır kılıyor. suçu başkasına atmıyorum ya da sıyrılmaya çalışmıyorum, malumunuz üzere hiç kimseye kendimi beğendirme ve yaranma çabam bulunmamakta. ben bundan ibaretim, o kadar. freddie, canımın içi de böyleydi sağ olsun. üzerine giydirilen elbiseyi yırtarak kendi kıyafetini kendi dikti. birileri yapar, diğerleri ise sadece kabul etmek zorunda kalır. kedilerine şarkı ithaf eden bir adamdan bahsediyoruz. bizimkisi kendisini hayran hayran seyretmekten ibaret. bir başka olay da bu. bazıları ışıldar diğerleri de seyreder. dopamin'in amına koyum. sövdüm rahatladım şükürler olsun uçan spagetti canavarına. ablam face'de ne aşırıya kaçtığım zamanlar uyarır beni, hatta bir ara engelledi iyi mi? hesapta muhalif olduğumdan dolayı beni iktidar tarafından zarar görmememi sağlayacak. la iktidar denilen lüzumsuz beni bile hapise atacaksa, yeterince bitmiş aşamaya kendiliğinden gelmiş demektir. dur! siyasetine sıçtığımın ülkesine bulaşmayacağıma söz verdiydim kendi kendime. yoksa ya kanser ya da verem olacağım ve hayatını organize etmem gereken iki cevo var daha elimde. çağrışımlar tanrısının çizgili pijaması tamamen bundan ibaret sevgilim. ipe sapa gelmez düşünceler evreninde birbirlerine bağlanan gereksizlikler bileşkesi. ben şarap içeceğim bu akşam, sevişin ölümlüler, hayat çok kısa...
tümünü göster