"ineğe taparsan olacağı budur, doğru değil mi abicim?" az önce bira aldığım büfecinin büyük oğlu söyledi bunu. hindistan'da sel mi ne bir felaket olmuş televizyonda haberlerde veriyor, yurdum büfeci evladının yorumu sadece bundan ibaret. senin tapındığın allah ile hintli türdeşlerinin inancı gereği kutsal saydığı inek arasında herhangi hiçbir fark göremiyorum ben diyemedim tabi. "hayırlı işler kardeşim!" dedim geçtim söyleyemediklerini içine gömen, gömen, gömen, en sonunda da göme göme gömülecek olan bir birey olarak. gömüyorlar bizi, her seferinde üzerimize bir kürek toprak atıyorlar ve azala azala, kıza söğe, alkole kendimizi vura vura vura bitip gideceğiz bunların yaşamlarının gölgesinde. en çok facebook sayfası sevgi pıtırcığı insanlar bitiriyor bizi. kedi seviyorlar, her şeye duyarlılar, tunceli'de ki yangına twitter'dan paylaşım yaparak çare oluyorlar, en güzel onlar seviyor, en homo sapiens kendileri, çoklar, çoklar, çoklar ve ağzımıza sıçıyorlar en amiyane tabirle. amına kodumun amiyane tabiri. hayatım kaydı lan benim. her gelen üzerime işedi, karı dırdırından cumhurbaşkanı zevzekliğine kadar her boka naneyim her gün. kimse de demiyor ki la tian derdin nedir? yalnızım lan, sokak köpeğinden, kırım kongo kanamalı ateşi başlığına konu mankeni olan kene kadar sevgi yok hayatımda. aşağılanıyorum her seferinde. ogün sanlısoy "saydım" dinliyorum ve hayatımın geri kalanına baktığında kırk sekiz yılı boşu boşuna geçirdiğimi ve evlilik, çocuk, iş, okul, saçma sapan tercihler yaptığımı ve her birinin sonuçlarına katlana katlana geberdiğimi görüyorum. la tamam hiç kimse gül bahçesinde doğmuyor ya da hayatı şol cennetin ırmakları akar allah deyu deyu kıvamında yaşamıyor da, ne la bu? isa'dan sonra iki bin on sekiz'in varlığına inanmadığım allah belasını versin diye diye bitip giderken, ben böyle hayatın tak...
tümünü göster