iz

hareket eden ya da sabit duran hemen her şeyde "tekrar" vardır. gece, gündüzü izler; gündüz, geceyi. yaz gelir, kış gider; kış gelir, yaz gider. dünya tekrar tekrar döner güneş etrafında. simitçi, aynı sokaktan, aynı simitlerle, aynı şeyi söylerek geçer. kadın her gün, aynı güzergahtan geçerek işine gider. erkek, her gün aynı güzergahtan geçerek evine gelir. bu satırların yazarı, bu saatlerde bu konuları yazar.

tekrar tekrar tekrarlanır pek çok şey.

oysa tekrar bir yanılsamadır. çünkü tekrar, zamanın içine çakılmıştır. ve zaman oku hep ileriyi gösterir. başa sarılan bir görüntü bile, bir başka zaman dilimi içinde 'yinelenir'.

insan bir şeyi çok iyi bellemiştir. bir başka yaşama inansın ya da inanmasın, bu topraklarda yaşayabileceği bir ömrü vardır, bunun iki olamayacağını bilir ve iz bırakır. iz, beşerin ben varım deme şeklidir.

insan garip varlıktır, iki olamayacak olana meydan okur, iz bırakarak. mezar taşları bu yüzden vardır. ölümün karşısına konulan izlerdir.

insan ilginç bir varlıktır sonra. kendi bıraktığı izleri kendi siler. eski defterler yırtılır, yeni beyaz sayfalara yeni izler bırakılır.

tekrarlarını bilir insan. var oluşunu sorgulatan, onu boğan, içinden çıkamayacağını düşündüğü yerlere sürükleten tekrarlarını. ama ilerlediğini de bilir. istese de istemese de zamanın akışına çakıldığını...

"döndün, döndün, sanma ki daha dönmeyeceksin
kalsan da bir yer için, aslında hep gidiyorsun. "

der şair. haklıdır. döner durur insan. kalır, bekler; gider, tekrar gelir, yine gider. zaman sahnesindeki eyleminin, bir bağı koparıp bir yenisini kurmak olduğunu da iyi bilir. o sahneyi terk etmek zorunda olduğunu da. yine de iz bırakır, bir yerlere, bir şekilde.