orhan pamuk'un kara kitap'ını severim. çok uzun zaman celal salik gibi bir yazar olmak istedim. belki oldum belki de olmadım bilemiyorum.

o kitapta bir yerde - okuyalı çok uzun zaman oldu- türkan şoray'a benzeyen bir kadın bunu karısını arayan kimseye söylüyordu.

bu söz bir çok duygulara tercüman olur. 30 yaşından sonra gençlik güneşinin parlamadığı vaktin ömrün ikindisi olduğunun bilincinde olunduğunda sık sık akla gelir.

kah ben gamlı hazan makamında kah bir bahar akşamı rastladım size makamında. çokça da elde var hüzün.

ben ne diyebilirim ki bu sözlerden daha iyi:

ya zamanından çok erken gelirim
dünyaya geldiğim gibi!
ya zamanından çok geç
seni bu yaşta sevdiğim gibi.

mutluluğa hep geç kalırım.
hep erken giderim mutsuzluğa.
ya her şey bitmiştir çoktan,
ya hiçbir şey başlamamış.

öyle bir zamanına geldim ki yaşamın
ölüme erken, sevgiye geç
yine gecikmişim bağışla sevgilim,
sevgiye on kala ölüme beş!

hele fonda bu varsa bana söylenecek bir söz kalır mı?

http://www.youtube.com